Obezitenin koroner kalp hastalığı, yüksek tansiyon, diyabet, gut, bazı kanserler, karaciğer yağlanması, uyku apnesi, depresyon gibi birçok hastalığın altında yatan nedenlerden biri olabileceğini unutmamak gerekiyor. Öyle ki kanser ve obeziteile ilişkili geçmişten günümüze pek çok çalışma var. Kilo değişimi ile kolon ve rektal polipler arasındaki bağlantının değerlendirildiği bir çalışmada, araştırmacılar çalışma boyunca kilo alan kişilerde polip gelişme riskinin 1.3 kat daha fazla olduğunun görüldüğünü belirtiyor.

BESLENME İÇERİĞİ ÖNEMLİ 

Kanser oluşumuna sebep olabilecek çok fazla etmen var. Genetik, bunların başında geliyor; fakat çevresel faktörler ve yaşam tarzı da büyük oranda etkili. Kanseri önleyebilecek mucizevi besinlerin olmadığını hep söylüyorum. Fakat her hastalıkta olduğu gibi bu hastalıkta da yeterli ve dengeli beslenmek ilk kural. Meyveler, sebzeler, tam tahıllar, sağlıklı yağlar, yağsız protein içeren besinleri içeren bir beslenme planı, kanserden korunmanızda yardımcı olabilir. Günlük beslenmeyle yeterli antioksidan alımının birçok kanser türüne karşı koruyucu olabileceğini hatırlatmakta fayda var.

RENGÂRENK BESLEN

Antioksidan kaynağı rengârenk mevsim meyve sebzelerinizi sofranızdan eksik etmeyin. Örneğin yeşil yapraklı sebzeler, betakaroten, lutein ve zeaksantin gibi karotenoidantioksidanlar içeriyor. Brüksel lahanası, karnabahar gibi turpgillerden sebzeler ise vücudunuzun izotiyosiyanatlar adı verilen moleküllere dönüştürebildiği glukozinolat bileşiklerini barındırıyor. Bu bileşenlerin antikanser özellik gösterdiğine dair birçok çalışma var. İşlenmiş etler, fazla tuz tüketimi ve alkolün riski artırabileceğini ise hiç aklınızda çıkarmayın! Risk faktörlerini azaltmak ve ortadan kaldırmak için daha sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek, ideal kiloyu korumak, fiziksel bakımdan aktif olmak ve beslenme düzenini değiştirmek çok değerli.