Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), obezitenin Avrupa genelinde salgın boyutlara ulaştığını vurgulamaktadır. Son araştırmalar, obezitenin altında yatan mekanizmada insiyetin önemli bir faktör olduğunu ortaya koymaktadır ve nedenlerin kadınlar ve erkekler arasında farklı olduğunu göstermektedir. 2022 Avrupa Obezite Raporu'na göre, ülkemizde yetişkinlerin yaklaşık %59'u aşırı kilo veya obezite sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır. Obezite oranı erkeklerde %30, kadınlarda ise %40 civarındadır. Herkesin obeziteyle mücadele yolculuğunun farklı olduğunu daima vurguluyorum ve danışanlarıma bireysel yaklaşımlarla beslenme tedavisi uyguluyorum. Obeziteye sadece estetik bir problem olarak bakmamalı, tamamen yaşam tarzını ele alarak ciddiyetle yaklaşmak gerekmektedir.

Cinsiyet, obezitenin altında yatan mekanizmada önemli bir faktördür. Son araştırmalar, kadınları ve erkekleri obeziteye iten nedenlerin farklı olduğunu göstermektedir. Bu durum, tedavide cinsiyete göre farklı yaklaşımlar gerektirdiği anlamına gelir. Brain Communications dergisinde yayınlanan bir çalışmada, cinsiyete özgü beyin sinyallerinin ve bazı faktörlerin kadın ve erkeklerde obezite geliştirmeye etkisi araştırılmıştır. Her katılımcıya, altta yatan mekanizmayı değerlendirmek için üç farklı beyin Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) uygulanmıştır. Araştırmacılar, obezitede beyin bölgelerinin belirginliği ve sinyalizasyonunda cinsiyete bağlı farklılıklar olduğunu belirtmektedir. Erkeklerde genellikle sindirim sistemi obezite üzerinde baskın bir faktördür, ancak kadınlarda duygusal yeme daha ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle erkek bireylerde bağırsakları iyileştirip sindirim sistemini düzenleyerek daha hızlı sonuçlar elde etmek mümkündür. Tabii ki, hormonların da burada rolü vardır. Bu nedenle kadınlarda bu faktörü de göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

Çalışmada, duygusal yemenin ve çocukluk çağı travmalarının, kaygı-depresyonun kadınlarda obezitenin temel nedenleri olduğu görülmüştür. Kadınlarda obezite tedavisinde, beslenmeyle birlikte hekim/psikolog kontrolünde destek almanın daha fazla fayda sağlayabileceği belirtilmektedir. Ayrıca, çalışmanın sonuçlarına göre kadınlar daha fazla işlenmiş besinleri tercih etmektedir. İştah ve bazı besinlere bağımlılık konusunda da kadınların daha fazla risk altında olduğu belirtilmektedir. Beyindeki değişikliklerin obezite gelişiminde bir faktör mü yoksa durumun bir sonucu mu olduğunu belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu vurgulamak istiyorum. Anksiyete, depresyon, obezite ve nöronlar arasındaki güçlü ilişkilerde, bağırsak-beyin ekseninin çift yönlü ilişkisinin önemi de vurgulanmıştır.