Adıyaman'da yaşayan Y.K, evlendikten 7 ay sonra "şahsi-ailevi" sebeplerden dolayı kendi isteğiyle ayrıldığını belirterek iş akdini feshetti. İş yerinden kıdem tazminatı alamayan Y.K, bunun için bulunduğu yerdeki iş mahkemesine dava açtı. Y.K, dava dilekçesinde, çalışma hayatının evliliğine olumsuz yansıdığı gerekçesiyle iş akdini feshettiğini bildirip kıdem tazminatının tahsilini istedi. Davalı işveren ise Y.K' nin istifa ederek işten ayrıldığını, bu nedenle kıdem tazminatı talep edemeyeceğini savundu. Adıyaman İş Mahkemesi, Y.K'nin istifa belgesinde "ailevi nedenlerle" işten ayrıldığını belirttiği, evlilik nedeniyle işten ayrıldığını beyan etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin gündemine geldi. Daire, yerel mahkemenin davacı kadının tazminat talebini reddeden kararını bozdu. Dairenin bozma kararında, yasaya göre, kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde evlilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde iş akdini feshedebileceği bildirildi.

Böylece Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’ nin 2015/18326 E. ve 2015/21063 K. Sayılı ilamı ile ailevi nedenlerle işten ayrılmayı kadın için haklı fesih nedeni sayıldı. Ancak belirtilmese dahi burada işçinin iradesine değer verilmektedir. Yani işçinin asıl işten ayrılma gerekçesine önem verilmektedir.

1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesi ’nde “…kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş akdini sona erdirmesi… hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için aynı oran üzerinden ödeme yapılır.” denilerek kadın işçiye verilen bu hak açık bir şekilde belirtilmiştir.

Kadın işçinin evlilik nedeniyle iş akdini feshetmesi halinde kıdem tazminatı alabilmesi için kıdeme ilişkin diğer koşulları da sağlaması gerekmektedir. Evlenme sebebiyle iş akdini feshedebilme koşulları şu şekildedir:

*İşçi ile işveren arasında geçerli bir iş sözleşmesi olmalıdır.

*İşçi o işyerinde en az 1 yıl çalışmış olmalıdır.

*İş sözleşmesi kıdeme engel olmayacak nedenlerden ötürü ve evlenmeye bağlı olarak sona ermelidir.

*İş sözleşmesini sonlandıran işçi kadın bir işçi olması ve resmi bir evlilik yapmış olması,

*İş sözleşmesi, evlenme tarihinden itibaren 1 yıl içinde bu nedene dayalı olarak sonlandırılmalıdır.

Karışıklığa meydan vermemek için evlilik nedeni ile resmi evlilikten itibaren 1 yıl içinde işten ayrılan kadın işçinin noterden göndereceği fesih ihtarnamesinde evlilik nedeni ile işten ayrıldığı belirtilmesinde fayda vardır. Kadın işçinin göndereceği bu ihtarnamede kıdem tazminatı ve varsa işçinin diğer alacak talepleri bulunmalıdır. Kadın işçi bu ihtarnamenin ekine evlenme cüzdan fotokopisini de eklemelidir.

İşçilik alacaklarına yönelik davalar için 2018 yılı itibariyle arabulucuya başvuru şartı getirilmiştir. Bu sebeple kadın işçi evliliğini gerekçe göstererek işten ayrılır ve kıdem tazminatını alamazsa bu alacağına kavuşmak için öncelikle arabuluculuk yoluna başvurmalıdır.Bu nedenle kıdem tazminatı talebinde bulunmak isteyen işçinin öncelikle arabulucuya başvurması ve arabuluculuk görüşmesi olumsuz sonuçlandığı takdirde dava açma yoluna başvurması gerekmektedir. Bu dava sürecinde kadın işçi, alamadığı diğer işçilik alacaklarını da talep edebilmektedir.

Kadın işçinin evlilik nedenine bağlı feshinin ardından kısa bir süre sonra yeniden çalışmasının gerekleri ortaya çıkmış olabilir. Hatta kadın işçi, evlilik nedenine dayalı feshin ardından ara vermeksizin başka bir iş yerinde çalışmaya başlayabilir. Yani kadın işçinin evlilik sebebiyle işten ayrılma durumundan sonra başka bir yerde çalışmaya başlayıp başlamaması kıdem tazminatını etkileyecek veya bu hakka engel olacak bir husus değildir.

Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlara göre evlenme nedeniyle işten ayrılan kadın işçinin, ihbar feshi sürelerine uyması veya ihbar tazminatı ödemesi gerekmemektedir.

Bu konuyla alakalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, ALO 170, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ile Resmi Gazete’ den ve internet sitelerinden bilgi alınabilir. Belirtmek gerekir ki hak kaybı yaşamamak adına önce avukata sormak, bilgi almak her zaman önemlidir.