Tarafların evlilik birliğine maddi ve manevi destek sağlamak isteyen yakınları tarafından takı töreni esnasında takılan ve parasal değeri olan her türlü düğün takıları, boşanma durumunda taraflar arasında uyuşmazlık konusu oluşturmaktadır. Söz konusu uyuşmazlık; boşanma davalarında veya sonrasında, taraflar arasında düğünde takılan takı ve paraların hangi tarafa ait olacağı hususu, hak sahibi olan tarafın belirlenmesi ile akabinde bu tarafa iade edilmesi durumudur. Özellikle son günlerde düğün takılarının hukuki statüsü ve boşanma durumunda bu malların kime ait olacağı hususu zorlaşan hayat şartları ve kişilerin sosyal ekonomik durumları sebebiyle önem teşkil etmektedir.
Öncelikle ziynet eşyalarından kasıt, altın, gümüş gibi değerli madenlerden yapılmış olan takılar olup; insanlar tarafından süs eşyası olarak takılabilen eşyalardır. Ayrıca evlilik durumunda gelin ve damada verilen hediyeler olarak da tanımlanabilmektedir. Düğünde taraflara takılan düğün takıları ve değerli eşyalar ziynet eşyası olarak nitelendirilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesine göre ziynet eşyası kişisel mal niteliğindedir ve yine 226. maddeye göre boşanma sonucu ziynet eşyaları diğer tarafta kalan eş, dava açarak bu alacağını talep edebilir.
Eski Yargıtay görüşüne göre; düğünde kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayıldığı yönündeydi. Evlenme sırasında kadına takılan ziynetler yani düğün takıları, geleneklere göre kadına güvence olması amacıyla verilmekteydi.
Ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından 2023/5704 E. ve 2024/2402 K. Sayılı ilamında ziynet eşyalarının tarafların ortak mülkiyetinde olacağı ifade edilerek artık ziynet eşyaları üzerinde erkek eşin de hakkının olacağı hususu vurgulanmıştır. Düğünde erkeğe hediye olarak takılan ziynet eşyaları ise, evliliğin gerçekleştiği yerdeki örf ve adetler gereğince kadına ait olduğu kabul edilmediği sürece, erkeğin kişisel malıdır. Özellikle nikâhtan sonra yapılan düğün törenlerinde takılan takılar ya da paralar ise “karşılıksız kazanma yoluyla elde edilen malvarlığı değerleri” olarak hangi eşe takılmış ise yine onun kişisel malı sayılır.
Yargıtay uygulamasına göre; düğünde takılan takıların kim tarafından takıldığı hususu hala önem arz etmemekle birlikte, bu takıların kime takıldığı hususu takıların kime ait olacağını da belirlemektedir. Takı sandığına ya da torbasına konulan ekonomik değer taşıyan eşyanın aidiyeti konusunda; konulan şey kadına ya da erkeğe özgü bir şey ise o tarafa verilmiş sayılır, o şeyin her iki tarafa özgü olduğu belirlenmişse ortak kabul edilmelidir.
Ziynet eşyaları, boşanma davası ile birlikte talep edilebileceği gibi boşanma davası sona erdikten sonra ayrı bir dava açarak da talep edilebilir. Ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmazsa ziynet eşyalarının bedeli üzerinden nakden iadesi talep edilebilir. Boşanma davasından sonra ziynet davasının açılacak olması durumunda, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davanın açılması gerekir.
Belirtmek gerekir ki hak kaybı yaşamamak adına önce avukata sormak, bilgi almak her zaman önemlidir.