Online bankacılık yani internet bankacılığı üzerinden gerçekleştirilen şüpheli bazı işlemler, son zamanlarda çokça rastlanan bir hukuki problem haline gelmiştir. Bu işlemler, müşterilerin kayıtlı cep telefonuna gönderilen şifre veya doğrulama kodları ile yapılmakta ise de her zaman bu tür doğrulamalar bankanın sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
İnternet bankacılığı her ne kadar pratik bir yol gibi gözükse de bu kolaylık beraberinde çeşitli güvenlik risklerini de getirmektedir. Söz konusu dolandırıcılık, banka müşterilerinin hesaplarına yetkisiz erişim sağlanarak maddi kayıplara uğramasına neden olabilmektedir. Bu durumda, bankanın sorumluluğunun ne olduğu banka müşterileri tarafından merak konusudur.
Bankaların buradaki asli görevi güven esasına dayalı bir hizmet sunmaktır. Bu kapsamda, müşterilerinin hesaplarının güvenliğini sağlamak ve yetkisiz işlemleri önlemek için gerekli tüm tedbirleri almak zorundadırlar. Bu yükümlülüklerin ihlal edilip edilmediği ve dolandırıcılığın önlenmesi için gerekli özenin gösterilip gösterilmediği hususu bankaların hukuki sorumluluğu açısından son derece önem teşkil etmektedir.
Bankaların internet bankacılığı hizmetleri konusundaki sorumlulukları ve almaları gereken önlemler, 15.03.2020 tarihinde yayınlanan Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik ile belirlenmiştir. Yönetmelikte onlinebankacılığa giriş için gerekli asgari teknik önlemlerin yanında, bankalara, şüpheli işlemlerin tespit ve takibi sorumluluğu yüklenmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2021/1354 Esas ve 2023/728 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/2224 Esas ve 2018/1753 Karar sayılı ilamısonucunda;
• İlgili banka gerekli güvenlik tedbirlerini alsaydı dolandırıcılık eyleminin gerçekleşmeyeceği,
• İlgili bankanın olay tarihi itibariyle gerekli tedbirleri almadığının anlaşılması,
• banka müşterisinin kişisel bilgilerini ve internet bankacılığı şifreleri ile SMS şifrelerini üçüncü kişilerle paylaştığına ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığı ve buna benzer sebeplerle
banka müşterisinin kusursuz olması nedeniyle bankanın kusurlu olduğu kabul edilmiştir.”
İnternet banka dolandırıcılığında bankanın sorumluluğu karışık bir meseledir ve her olay kendi özelinde değerlendirilmelidir. Ancak, genel olarak bankaların müşterilerinin hesap güvenliğini sağlamak için gerekli tüm tedbirleri almakla yükümlü olduğu ve bu yükümlülüğün ihlal edilmesi halinde sorumlu tutulabileceği söylenebilir. Yargıtay içtihatlarında bu konunun ölçütleri net olarak mevcuttur. Bir diğer husus ise banka müşterisinin para transferi talimatını kendisinin verdiğinin tespiti halinde ise bankaların sorumlu tutulmasının söz konusu olamayacağı da açıktır.
Banka müşterisi, şüpheli bankacılık işlemini fark ettiğinde söz konusu eylem bilişim ve dolandırıcılık suçu oluşturacağından hemen savcılık şikâyetinde bulunmalıdır. Akabinde ilgili bankayla iletişime geçmelidir. Banka müşteri hizmetleri ve çağrı merkezine telefonla yapılan bildirimin yanında, bankanın herhangi bir şubesine gidilerek yapılan harcamaya itiraz yapılması ve savcılık şikâyeti yapıldığının bildirilmesi hususu da önemlidir. Yapılan şüpheli işlem itirazını ilgili bankanın dikkate almaması veya gerekli düzeltmeleri yapmaması halinde, bankaya karşı menfi tespit davası açılması gerekebilir. Menfi tespit davasının açılmadığı durumlarda da, ilgili bankanın şüpheli işlemden doğan borç nedeniyle icra takibine girişmesi halinde, süresi içerisinde borca itiraz edilmesi gerekir. İcra dairesine süresi içerisinde itiraz yapılması sonrasında takip duracaktır. Bundan sonra, bankanın icra takibine devam edebilmesi için itirazın iptali davası açması gerekir. Bu davaya yine süresi içerisinde itirazların sunulması halinde mahkemece tarafların delilleri toplanarak yargılama yapılır ve karar verilir.
Belirtmek gerekir ki hak kaybı yaşamamak adına önce avukata sormak, bilgi almak her zaman önemlidir.