Okul yıllarına devam. Bazı okurlarım, “Hayatının bu bölümünü kısa geç. Siyasete gel, bir an önce siyasi anılarını yaz. Merak ediyoruz” diyorlar. Doğrusu ilgiye sevinmedim desem yalan olur. Ama insan yaşamını yönlendiren düşüncelerinin oluşmasında önemli rol oynayan olayları, gelişmeleri yazmadan işte benim hayatım diye hayatının romanını yazması eksik olur diye düşünüyorum.
İlkokul bitmişti. Ortaokula başlayacaktım ancak babam, abim ortaokula yazılırken bir sorunla karşılaşmıştı. Dünyanın ortak dilinin İngilizce olduğu o yıllarda açıkça belli olmuştu. Öğrenim gören çocukların İngilizce eğitim alması dünya konjonktürüne daha uygun idi. O yılarda Çankırı Merkez Ortaokulu’nda İngilizce ve Fransızca yabancı zorunlu dil olarak okutuluyordu. Çok saçma bir kural vardı. Ortaokula kayıt olan çocukların yarısı Fransızca, diğer yarısı da İngilizce eğitim görüyordu ve yabancı dili öğrenci velisi seçemiyordu. Kural gereği kura ile belirleniyordu. Seçmeli olmaması inanılacak gibi değildi
 Abim şans eseri kuradan Fransızca yabancı dilini çekmişti. Oysa ki yukarıda değindiğim gibi yükselen değer İngilizce dili idi. Aynı sorunu bende de yaşamamamız için Karabük Yenice Ortaokulu’na kaydımı yaptırdık. Yenice Ortaokulu’nda yalnızca İngilizce yabancı dili okutuluyordu. Başka bir dil yoktu. Amaç işi şansa bırakmamaktı.
Karabük o zamanlar ilçe, Yenice de nahiye idi. Sonradan nahiyeler kaldırılmıştı. Şirin bir Batı Karadeniz kasabası idi. Amcam Halit Usta Yenice (ORÜS) Kereste Fabrikası’nda usta idi. Ayrıca bir de tamir atölyesi vardı. Çakmak tamirinden  şemsiye tamirine, bisikletten motor tamirine iyi bir usta idi. O yıllarda benzinli  muhtar çakmakları revaçta idi. Çakmaklar pahalı olup her yerde de bulmak zordu. Şemsiyeler de hakeza bisikletin jant ayarından her türlü kaynak ve lehim işine kadar dişli tamirine kadar A’dan Z’ye tamirini yapabiliyordu amcam. Ne de olsa çilingir Fevzi ustanın çırağı idi. Ondan feyz almıştı. Amca oğlum Hasan Abim İleriki yıllarda endüstri meslek lisesini bitirdiğinde dükkanda çok tartışmalarına şahit olmuştum. Okul tatil olduğunda yaz aylarında Çankırı’dan Yenice’ye gelir dükkanda çalışırdık. Mesela amcam bozulan bisiklet dişlisini tamir etmeye çalışır, saatlerce uğraştıktan sonra çalışır vaziyete getirirdi. Hasan Abim ise, “Niye bunla uğraşıyorsun? Yeni bir dişli tak, müşteriden parasını al. Kaç lira kazanacaksın ki bundan? derdi. Amcam çok kızardı bu lafa. O zanaatkarlık değil, tezgahtarlık derdi. Bozulan parçanın tamir imkanı varsa niye çöpe gitsin diye isyan ederdi. Aslında düşünüyorum da asıl ulusalcılık bu değil miydi?
İngilizce yabancı dili için Yenice Orta Okulu’na kayıt olduktan sonra 1 ay orada okudum. Amca çocuklarım da aynı ortaokulda 3. sınıf öğrencisi idi. Okul müdürümüz de çok yakından tanıdığımız Adnan Hoca idi. Çankırılı idi. Hafızam beni yanıltmıyorsa Şirinler’dendi. Eski Çankırı’da lakaplar vardı. Her sülalenin bir lakabı vardı. Adnan öğretmeni çok genç yaşta kalp krizinden kaybettik. Onu da rahmetle anıyorum.
Yazılılar başlamadan Çankırı Merkez Ortaokulu’na nakli yaptırdık. Artık Çankırı Merkez Ortaokulu öğrencisi idim. Artık kravat takıyorduk ve ortaokul şapkamız vardı. Kendimin bayağı büyüdüğünü hissettim. Artık ortaokullu olmuştuk. O yıl matematik dersinden bayağı zorlandım. Sonradan sınıfa geldiğimden midir nedir bir türlü ısınamamıştım okula ve sınıfa. Kendimi yabancı gibi hissetmiştim.
Gençlik ve Spor müdürü Taci Bey, subay olup askeri okullarda öğretmenlikten gelme idi. Babam da Karatekin Esnafspor yöneticisi idi. İyi görüşüyorlardı. Adeta bir matematik profesörü idi Taci Amca. İlk yazılıdan kırık olmasa da tatmin edici bir not alamayınca, babam Taci Bey’den günlerce kurs aldırdı. Yenice’deki açığı kapatmıştım. O arada şunu öğrenmiştim. Yaşayarak kasaba ve şehirlerde eğitim yönünden fırsat eşitliği yoktu. Yenice’deki matematik öğretmeni kimdi hatırlamıyorum ama şehirdeki eğitimin kalitesinin daha farklı olduğunu kavramıştım. Taci Amca sayesinde matematiği çok sevdim. Tamamen akıl işi idi. Ezber yoktu, sadece mantık vardı işin içinde. Ortaokul birinci sınıfı ilkokuldaki takdirle geçmelerden sonra sınıfı geçmiş, sadece teşekkürle yetinmiş, takdir alacak çapta başarılı olamamıştım ama İlkokuldan sonraki tahsil hayatımda hukuk fakültesi 3. ve 4. sınıf ile ortaokul birinci sınıf en başarılı yıllarım olmuştur.
Sırası geldiğinde diğer yıllara da değineceğim.
(Devamı haftaya)