Şirin Baba bir gün, köyün meraklı Şirinlerini yanına alıp Alanya sokaklarına inmeye karar verdi. Güneş pırıl pırıl, deniz masmavi, ama çocukların aklında tek şey vardı: Sorular, sorular ve yine sorular…

— Büyük baba, burası neresi?

— Alanya çocuklar.

— Peki Antalya’ya mı bağlı?

— Evet, Antalya’ya.

O anda küçük Şirin ellerini kaldırdı:

— Ama büyük baba, biz Antalya’ya gittiğimizde tramvaya binmiştik. Burada neden yok?

Şirin Baba sakalını sıvazladı, gözlerini uzaklara dikip o meşhur cümleyi kurdu:

— Gelecek, gelecek çocuklar.

Başka bir Şirin sordu:

— Peki vapurlar? Antalya’da vardı, burada yok!

— O da gelecek, gelecek çocuklar.

Otobüsleri sordular. Çöpleri sordular. Fiyatları sordular. Oyuncakçıya girdiler; fiyatlar 500’den başlayıp 1000 liraya fırlayınca hep bir ağızdan bağırdılar:

— Büyük baba, neden bu kadar pahalı?

Şirin Baba yine aynı cevabı verdi:

— Ucuzluk da gelecek, gelecek çocuklar.

Derken, yolları tesadüfen Şirin Meclisi’ne düştü. Belediye başkanı kürsüdeydi. Her cümlesinin başında aynı nakarat:

“Biz bunu eski yönetimden devraldık, biz şunu devraldık, biz bunu yaptık, biz bunu tamamladık…”

Meraklı Şirin fısıldadı:

— Büyük baba, bu adam neden hep ‘devraldık, biz yaptık’ deyip duruyor?

Şirin Baba gülümsedi:

— Çocuklar, onlar belediyeye yeni geldiler. Sanki geçmişten kalan projeleri tamamlamak lütufmuş gibi anlatıyorlar. Oysa zaten yapmaları gereken olağan işler. Ama halka, “Bakın biz yaptık!” diye satıyorlar.

Sonra içlerinden biri daha fısıldadı:

— Büyük baba, bu belediye her ay şeffaflık tablosu asacaktı. Nereye ne harcandı görecektik. Ama hiçbir şey görmedik.

Şirin Baba iç çekti:

— Çocuklar, o da gelecek, gelecek…

Günün sonunda esprili Şirin gülerek noktayı koydu:

— Büyük baba, sen hep gelecek diyorsun. Peki Zeki Müren de bir gün bizi görecek mi?

O anda herkes bir kahkaha patlattı. Çünkü Zeki Müren’i artık görme ihtimali kalmadığını biliyorlardı.

Şirin Baba ise sakalını sıvazlayarak son sözünü söyledi:

— Çocuklar… Bazı şeyler gerçekten gelecek. Ama bazıları sadece lafta gelecek.

İşte ironinin daniskası burada patlıyor. Zeki Müren çoktan toprağa karıştı. Onun artık görme ihtimali yok. Ama bugün hâlâ “gelecek gelecek” diye avunanların, kendi gerçeklerini görememeleri bundan daha trajik olabilir mi?

Ben size söyleyeyim: Şeffaf olmayan belediyeden gelecek değil, olsa olsa gölge çıkar.”

Ve 103. köyün Şirinleri, o gün Alanya sokaklarından, biraz umutla, biraz ironiyle ama en çok da düşünerek ayrıldılar.