Müzik 5. ci ders olmuş  ve sınıfta kalmıştım.Bu beklemediğim bir durumdu; ikmale kalabilirim diye düşünüyordum.
Şimdi evdekilere ne söyleyecektim? Akşam babam eve gelince kıyamet kopacaktı. Ama beklediğim gibi olmadı. Meğer babam beni orman bakım memuru Yakup amcaya takip ettirmiş,herşeyi biliyor. Okuldan kaçıp antremana gittiğimi falan biliyor. Bana güzel bir ders verdi neden okumam gerektiğini, aklımı başıma toplamamı  iyi bir üniversite bitirebilmem için lisede başarılı olmam gerektiğini okumazsam düzgün bir iş bulamayacağımı benim devlet memuru çocuğu olduğumu,Ticaret yapmak için sermayem olması gerektiğini evlenmeye kalksam tahsili olmayana kız vermeyeceklerini bir arkadaş gibi tane tane anlattı olan oldu dedi, üzülmenin bu saatten sonra işe yaramayacağını kızmanı bağırmanın kaybettiğim bir senemi geri getirmeyeceğini belirttikten sonra hayatın kendi hayatım olduğunu kendi kaderimi kendimin çizeceğinianlattı ;şaşırmıştım ben kızacağını  bağırıp çağıracağını düşünmüştüm. Ama yıllar sonra öğrenmiştim ki buluğ çağındaki çocukların üzerine çok gitmemeliymiş başarısızlıklarını üzerine gidilirse  iradesi zayıf çocukların kendine zarar verebileceğini babam çok iyi bildiği için öyle davranmış.ve son söz olarak sen okusanda okumasan da bizim çocuğumuzsun sevgimizde bir azalma olmaz demişti. Yıllar sonra  babam bunu ifade etmişti. Kendime zarar verebileceğimden dolayı o şekilde davranış meğerse her ne kadar benim öyle bir şey yapmayacağımı bilse de tedbir tedbirdir işte.  Ana baba olmak kolay değil; Bunu Deniz doğunca çok iyi anladım.
O yaz tatilinde çok acı bir olay yaşamıştım. Bir Akrabamıza misafirliğe gitmiştik gece geç geldik.
Eve hırsız girmişti. Annem yatak odasında yerde yanmış kibrit bulmuştu şüphelenince evi aradık   bir teyp bir projeksiyon makinası birkaç altın ve mücevher çalınmıştı.
Polisler geldi evde araştırma yaptılar bir şey bulamadılar parmak izi falan yoktu.
Polisler herkese tek tek soruyordu şüphelendiğiniz bir şey ,kişi var mı diye.
Dikkatimi çeken bir şey olmuştu.
Bahçede iki ağaç arasında bakır tel çekiliydi; ağacın birinde tel elma ağacının içinde kalmıştı,
O Çamaşır serilen bakır tel çalınmıştı. O teli bilen birisi vardı, ağacın tel ile boğulduğunu  ilginç bulan birisi.  Evimiz dört tarafı kerpiç duvarlarla çevriliydi, Bahçesinde ayrı kömürlük odunluk, tuvalet bulunan bir de banyo dediğimiz aslında depo olarak kiler olarak kullandığımız  bir odacık ta vardı o arada tommiks  teksas  teks gibi çizgi romanları da biriktiriyordum. Orada  koca yağ tenekeleri de vardı
 Hırsızlar duvarın önüne kadar yağ tenekelerini götürmüşler ama orda kalmıştı acaba biz eve gelince
Kaçmak zorunda mı kalmışlardı. Orada yağ tenekelerinin olduğunu kimse bilmiyordu İki tane  zeytinyağı tenekesi vardı içi zeytinyağı doluydu. Evet taşlar yerli yerine oturuyordu. Bir gün sınıf arkadaşımın birisi ile eve gelmiştik. Sınıf arkadaşıma
 Tommiks teksasları verirken bunlar ne diye sormuştu. Bahçedeki tel, Yağ tenekeleri ile birleştiğinde şüphelenmemem elde değildi. Polise benim şüphelendiğim birisi var dedim kim diye sordu. Kimliğini veRdim neden şüphelendiğimi de anlattım. Hırsızlar Camdan içeri girmişti polisin teşhisine göre. Ben aynı kanıda değildim  bir ara anahtar  o gün kaybolmuştu  ve işte burada diye bana mutfakta anahtarı göstermişti. Balmumuna batırıp mutlaka anahtarın kopyasını almış olmalıydı sonrada buraya koymuşsun diye bana söylemiş olmalıydı. Bunlar eve geldiğimiz günde yaşanmıştı. Polis hemen şüpheli şahısları aramaya başladı, Bakkal Ali amcanın oğlundan önemli bir bulguya ulaşmıştı polis. Bakkala gelip beni sormuşlar Durmuş da Onlar tatile gitti herhalde diye cevap vermiş ve eklemiş bana sorduktan sonra  evin yanındaki telefon direğine çıkıp eve baktılar demiş. Gerçekten bir gün sonra tatile gidecektik. Polis şüphelilerin Ankara’ya gittiğini saptamış.
Bir gün sonra Hırsızlar Ankara’da yakalandı.
(devamı haftaya)