Son günlerde Antalya’nın Elmalı ilçesinde yaşanan çocuk istismarına ilişkin alınan mahkeme kararı insanların sosyal medyada tepki göstermesine neden oldu.  7 ve 10 yaşlarındaki iki çocuğun istismar edilmesinden sorumlu anne ve babası mahkeme kararıyla serbest kaldı. 2019 yılında yaşanan bu istismar olayının bu sene sonuçlanmasıyla birlikte adalete olan inancımız yeniden sorgulanmaya başlandı.
Çocukların maruz kaldığı her türlü istismar çocukların ruhunda derin izler bırakmaktadır. Duygusal açıdan sevgiden yoksun bırakılmış, öncelikli ihtiyaçların karşılanması yerine ebeveynlerin kendi ihtiyaçlarına öncelik verdiği, çocuk bedenine izinsiz yapılan her dokunma istismardır. İstismarı korumak ve önleyebilmek için sadece toplum olarak bizlerin bilinçlenmesi yetersizdir. Bu konuda hem çocuklar hem de aileleri eğitim almalı ve çocuğun kendisini nasıl koruyabileceği öğretilmelidir. 
Peki, çocuğa yönelik olan bu istismar aile içerisinde veya çok yakın kişiler tarafından yapılıyorsa o zaman ne yapmak gereklidir? Tek kelime ile susmamak gerekir. Çocuğu koruyabilmek adına bu olayı yetkililere bildirmek ve istismarcının gerekli cezayı alabilmesi sağlanmalıdır. Cinsel istismar bulaşıcıdır, yarattığı utanç ve suçluluk bulaşıcıdır. Ancak istismarın çocukta bıraktığı izler kalıcıdır. Bu izler içeriden kanayan derin yaralar gibidir ve iyileşmesi uzun sürer. Eğer istismar önlenmezse bu yaralar kuşaktan kuşağa aktarılırken başka hayatlarda derin yaralar açılmasına neden olacaktır. Bu kadar olumsuz bir sonuç doğurabilecek bir istismar olayında susmak ve suçluların gerekli cezaları almasına engel olmak toplumun gelişimine koskoca bir duvar örmek olacaktır. Cinsel suçların affı olmaz. 
Bunun dışında çocukların maruz kaldığı istismara yönelik fotoğraf, video, kanıt veya resimleri yayınlamak da aynı çocukların yeniden istismar edilmesine neden olacaktır. Çocukların çizdikleri resimler onların duygusal dünyasına ait özel bir anlam ile yansıtılmasıdır. O resimlerin sosyal medyada yayınlanması ve çoğaltılması da çocukların maruz kaldığı istismarın yol açtığı travmanın tekrarlanmasına neden olacaktır. Çocuk istismarı gibi hassas bir konuda çocuklar değil istismarcılar ifşa edilmelidir. İstismarcılara yönelik gerekli yaptırımların uygulanmalıdır. Bu yapılmadığı takdirde istismarcılar çoğalacak ve ne de olsa ceza bile almıyorlar gibi oldukça çirkin tabirlerin kullanıldığı basit birer olay haline dönüşecektir. Bunun olmasına izin vermemeliyiz. Çocuğun bedeni, hayalleri, düşünceleri masumdur. Onların kirletilmesine izin verilmemelidir. Her türlü çocuk istismarına karşı dur denilmelidir. Susmak zorunda kalan, susturulan, korkan, konuşacak cesareti bulamayan, yaşadığı durumun ne olduğunu kavramakta zorlanan her çocuğun sesi biz olmalıyız. İstismarı önlemeli ve her durumda karşısında yer almalıyız. Gelecek güneşli, güzel bir yarınlar için çocuklarımızı korumalı ve kollamalıyız.