Her anne-baba çocuklarının geleceği için güzel şeyler ister, onlar için güzel bir yaşam olmasını diler, çocuklarının hem insanlara hem de vatanına faydalı bir çocuk olmasını ister. Bunların yanında çocuklarının saygılı, doğru karar alabilen, empati kurabilen, başarılı, sorumluluk sahibi olmalarını da isteyebilirler.
Söz konusu olan kişinin kendi çocukları olduğunda ailelerin her şeyi doğru yapmak gibi bir eğilimleri olabiliyor. Bu durumda konu ile ilgili tüm kitaplar okunur, bütün yollar denenir, videolar izlenir, aile grup eğitimlerine katılınılır veya uzman kişiler soru yağmuruna tutulabilir. 
Peki, bir çocuğu yetiştirirken her şey için tek bir kural mı var? Tek bir doğru mu vardır? Elbette hayır. Her çocuk kendi özellikleri ile dünyaya geldiğine göre her çocuğun mizacı, olayları algılama şekli ve durumlara verdiği tepkiler farklı olacaktır. Bunun yanında aileler de farklılık göstermektedir. Bazı aileler yukarıda belirtilen yolları izleyebilir, bazı aileler kendi yetiştirilme yöntemlerini kendine rehber edinebilir, bazı aileler ise doğru bakıcıları bularak bu sürecin olumlu sonuçlanmasını umabilirler.
Bir çocuğun dünyaya gelmesiyle birlikte birçok değişken söz konusudur: Aile, anne, baba, anneanne, babaanne, dede, amca, dayı, hala, arkadaş, teyze, kuzenler, kitaplar, uzmanlar… Bu kadar değişken içerisinden anne ve baba (veya çocuğa bakım veren her kimse) doğru bir yolu bulmakta zorlanabilirler. 
Aslında iş burada başlıyor. Bir başkasının yapmış olduğu yöntemler size uymayabilir. Sizin çocuğunuz belli spor dallarında başarısız olabilir. Bu önemli değil. Önemli olan anne veya baba olarak önce sizin kendinizi ne kadar tanıdığınız, duygularınızı ifade ederken hangi yolları kullandığınız ve iletişim şekliniz yani kullandığınız dil. 
Başka bir önemli detay ise çocuğunuzu tanımaktan geçiyor. İlk yürümesinden, ilk kelimelerinden, ilk yüzmesinden vs itibaren hep yanında olduğunuz çocuğunuz aslında kim, nelerden hoşlanıyor, mutluluğunu veya öfkesini nasıl gösteriyor, duygularını nasıl ifade ediyor, bir şeyi isterken veya reddederken hangi yollara başvuruyor?
İşte bu sorulara açıklayıcı bir şekilde yanıt verebildiğinizde aslında çözüm de kendiliğinden ortaya çıkıyor. Problem çözümünde veya çocuk yetiştirmenin altın kurallarının başlangıcında çocuğunuzu tanımak önemli bir ilk adımı oluşturuyor.
Çocuğunuzu tanımadığınızda bu sefer ‘’Benim çocuğum, asla böyle bir şey yapmaz’’, ‘’Benim çocuğum, kabak sevmez ama komşuda geçen gün yemiş çok şaşırdım’’, ‘’Benim çocuğum, derslerine çok güzel çalışırdı ama şimdi oyundan kendini alamıyor’’ gibi cümleler kurarken kendinizi bulabilirsiniz.
Çocuk yetiştirmek ve onun için uygun olabilecek en güzel imkânların olduğu geleceği yaratmak sadece size bağlı değildir. Siz çocuğun anne veya babası olarak ona yol gösterici olabilir, destekleyebilir veya zorlandığı durumlarda danışabileceği kişi olabilirsiniz. 
Ancak çocuğunuzun hayatını kontrol eden ve her şeyin planını yapan, neyin ne zaman nasıl yapılması gerektiğini planlayan, sınırları olmayan bir kişi olamazsınız. Bunu yaptığınız takdirde çocuğunuza iyi bir yaşam sunmak yerine onun boyun eğici veya isyankâr bir çocuk, sonrasında da aynı şekilde bir yetişkin olmasına yol açabilirsiniz.
Çocuğunuzun hayatındaki her şeyi, herkesi kontrol edemeyebilirsiniz. Ama kendinizi kontrol edebilir, duruma uygun tepkiler vermeyi ve anne baba olmanın keyfini çıkarabilirsiniz.