İnsan harici bütün canlılarda stres durumunda iştah kesilmesi görülürken insanda tam tersine yemeye yönelim vardır. Aslında bu sonradan öğrenilen bir davranıştır ve bunu değiştirmek ise kişinin kendisinin elindedir.
Belirli bir besine ya da maddeye karşı bağımlılığı ve/veya eğilimi olan kişilerde karakteristik olarak dopamin (DA) yetersizliği olabileceği görüşü mevcuttur. Duygusal ve kontrolsüz yeme davranışları bireylerin tekrarlayan vücut ağırlığı kazanımı için önemli bir risk faktörüdür. Duyguların yemek yeme işlevi, besin seçimi, besinin tüketim miktarı üzerinde etkili ve önemli bir faktör olduğu bilinmektedir.
Yapılan bir çalışmada, obez bireylerde, aşırı yemenin beynin azalmış hücre dışı dopamin düzeylerini arttırmak için bulduğu bir telafi mekanizması olduğu belirtilmektedir. Dopamin yetersizliği olan bireylerde lezzetli besinleri aşırı miktarda tüketmek biyolojik olarak dopamin aktivasyonunu arttırmak için alternatif bir metabolik yolaktır. Dopamin yetersizliği olan bireyler mutlu hissetmek için bu eksikliklerini dışarıdan kapama eğiliminde ve bağımlı olma yatkınlığındadır.[25] Özellikle ödüle duyarlılığı yüksek olan bireylerin besin tercihlerini yüksek yağlı besinler ve tatlılar oluşturmaktadır
Yüksek karbonhidratlı besinler tüketildiğinde mutluluk hormonu(dopamin) salgılanıyor bu doğru ancak bu mutluluk suni bir mutluluk saman alevi gibi yanıp sönen ve sonrasında yüksek yağlı ve karbonhidratlı beslendikçe kilo alıyor, kilo aldıkça stres yapıyor ve tekrar yeme eğiliminde bulunuyor. Sürekli ağırlık artışının olduğu bir kısır döngü başlıyor.
Kişi özellikle hangi düşünceler içerisindeyken yemeği başlattığını belirlemelidir. 3 soruluk kişisel bir anketle 
hangi zamanlarda çok yiyorum
yerken ne hissediyorum
yedikten sonra ne hissediyorum
sorularına düzenli ve doğru bir şekilde cevap verip kendi grafiklerini oluşturmalıdır. Bu ilk adımı temsil eder. Ayrıca diğer iki temel yanlış beslenmeye dikkat etmelidirler. “Miktar olarak çok mu yiyorum, yoksa tükettiğim yiyecekler şeker ve yağ içeriği aşırı yüksek besinlerden mi oluşuyor bunu belirleyip ikinci düzenlemeyi yaparak önemli iki adımı atmış olacaklardır.
Stresli durumlarda ortam değişikliği yaparak, mutfakta midenize yüklenmek yerine dışarıya çıkıp sakin ve huzurlu bir yürüyüş yaparak hem stresli anın üstesinden gelmiş hem de yüksek kaloriler almadan stresi atlatmış olursunuz. İyi arkadaş sahibi olabilmek, onlarla samimi bir şekilde dertleşebilmek ama aynı zamanda kendi kendimize de vakit geçirebilecek bir donanımda olmak, günlük rutinlerinizin dışına çıkabilmenizi sağlayan ve geçici bir heves olmaktan öte size zamanı unutturabilecek kalıcı uğraşlara sahip olabilmek stresle başa çıkabilmede önemli yollardır. Stresli anlarda aşırı yemek stres durumuna çözüm oluşturmaz. Stresli anlarda aşırı tüketimin sonucunda sadece aşırı kalori almış olursunuz.