Vücudumuzdaki mikroorganizmaların, vücut hücrelerinden 1.3 kat daha fazla olduğunu biliyor musunuz? Bedenimizde 40-100 trilyon bakteri yaşadığı tahmin ediliyor. Bu bakteriler aynı zamanda bağırsak mikrobiyotanızı oluşturuyor. Bağırsak mikrobiyatamızı içimizdeki galaksi olarak tanımlamak mümkün. Galaksideki yıldızlardan bazıları sağlığınıza katkıda bulunurken, bazıları ise sizi olumsuz yönde etkileyebiliyor.

Son zamanlarda bağırsak düzenininizde bir farklılık gözlemlemiş olabilirsiniz. Elbette bunun pek çok farklı nedeni olabilir. Özellikle mevsim geçişlerinde bağırsak düzeninde değişiklikler sıklıkla görülebiliyor. Burada bağırsak floranızı dengelemek önemli. Bağırsak mikrobiyota dengesinin, zihinsel ve fiziksel stres, çevre ve yaşam tarzıyla güçlü bir şekilde bağlantılı olduğunu unutmayın.

Yeni yapılan bir araştırma, bağırsak mikrobiyotasının kilo verme yeteneğinizi de etkilediğini söylüyor. Yani bağırsak mikrobiyatanızdaki bakteriler kilo vermeye yardımcı oldukları gibi aynı zamanda kilo vermeye karşı dirence de neden olabiliyor. Mikrobiyata dengesi obezite, inflamatuar bağırsak hastalıkları, diyabet, kanser gibi birçok hastalıkla da ilişkili. Yapılan güncel çalışmalardan da faydalanarak bağırsaklarımıza iyi bakmanın önemini bir kez daha hatırlatmak istedim.

Hızlı kilo kaybı bağırsakları da etkiliyor

Beslenme şeklimizin bağırsak mikrobiyomunu büyük ölçüde etkilediği biliyorsunuz. Nature'da geçtiğimiz aylarda yayımlanan çalışmada, menopoz sonrası 80 kadında 16 hafta boyunca çok düşük kalorili diyetin mikrobiyotaya olan etkisine bakılmış. Beklendiği gibi, çok düşük kalorili diyet, çoğu birey için kilo kaybıyla sonuçlanmış. Araştırmacılar, kilo kaybının, bağırsak mikrobiyomunda emilimin azalmasına yol açan bir değişimden kaynaklandığını belirtiyor. Kilo kaybının, ciddi ishale ve hastaneye yatışa neden olduğu bilinen patojenik bakteri Clostridioides difficile'nin daha yüksek seviyeleriyle ilişkili olduğuda ilgi çekici sonuçlardan. Sonuç olarak, çok düşük kalorili bir diyetin uygulanması hızlı bir şekilde kilo vermenizi sağlasa da, bu yöntemin bağırsak mikrobiyomu ve genel sağlığınız için kalıcı olumsuz sonuçları olacağını unutmayın.

Yağlı tohumları ihmal etmeyin

American Society for Nutrition dergisinde yayımlanan bir çalışmada, sağlıklı besin seçimleri ile insan bağırsağı mikrobiyota bileşimi arasındaki ilişkiler değerlendirilmiş. Elde edilen sonuçlar bitkisel kaynaklı ve lif açısından zengin gıdaların kısa zincirli yağ asitleri üretme potansiyeliyle doğrudan ilişkili olduğunu söylüyor. Yağlı tohumların kısa zincirli bir yağ asidi bütirat artışına yol açan faydalı bakterilerin büyümesinde artışı desteklediği belirtiliyor. Bütiratın bağırsak bütünlüğünü sağlamada önemli rol oynadığını hatırlatayım.

Gıda katkı maddeleri

Batı tipi diyet gibi yağ/şeker içeriği fazla olan yüksek kalorili diyetlerin bağırsak mikrobiyatası üzerinde olumsuz etkisinden daha önceki yazılarımda bahsetmiştim. Gıda okuryazarlığı, bilinçli tüketimin önemini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Yeni klinik araştırmalar, yaygın olarak kullanılan gıda katkı maddesi olan karboksimetilselülozun sağlıklı kişilerin bağırsak florasını değiştirdiğini, yararlı bakteri düzeylerini değiştirdiğini gösteriyor. Karboksimetilselüloz (CMC), raf ömrünü artırmak için birçok işlenmiş gıdaya eklenen, emülgatörler olarak adlandırılan bir gıda katkı maddesi.