Diyetin mevsimi olur mu bilinmez ama yaz aylarına girmişken diyet yapanların sayısının arttığı şüphesiz. Hızlı kilo kaybı ve mucizevi çözümler vadeden popüler diyetlerin de bu dönemlerde sıklıkla uygulandığını söyleyebiliriz.

Şok diyetler, stresi ve iştahı artırır ..
İnsan vücudu şok diyetlerin getirdiği açlık durumunu stres kaynağı olarak değerlendirir ve aslında kendisini koruma hedefiyle yağ depolamaya meyilli hale gelir. Bu sebeple kilo sıkıntısı yaşayan çoğu kişilerde ilk duyulan cümle
 “Hiçbir şey yemesem de kilo veremiyorum” olur. Ayrıca yine açlık durumunda metabolizma hızı, yani vücudun çalışma hızı yavaşlar. Tüm bunlar şok diyetlerin fizyolojik olarak verdiği zararlar olsa da ruha verdiği yoksunlukla yaratacağı zararlar da sağlıksız durumu ikiye katlar. Zayıflama diyetinin düşük kalorili olması vücut stres yükünü ve iştah reseptör sayını da artırır. 

Su ve kastan değil yağdan verin ..

Şok diyetlerle kısa sürede kaybedilen kilolar genellikle vücuttaki kas ve su kaybını ifade eder, asıl önemli olan yağ kütlesinden azalma sağlamaktır. Su ve kas kaybı olarak verilen kilolar aynı hızla hatta daha hızlı bir şekilde geri alınır. Bu yüzden “10 kg verdim, 15 kilo olarak geri aldım” tarzındaki cümleleri çok sık duymak mümkün…

Yanlış uygulamalarla diyeti yap-boz halinden çıkarıp hayat tarzı haline getirebilmek için önce kendinizi, bedeninizi tanıyın. 
Sonra da sadece size özgü, keyifle sağlıkla sürdürebileceğiniz bir beslenme planını hayatınızı adapte edin. Bu sayede ruhen ve bedenen doyarak zayıflamanın mümkün olacağını göreceksiniz.