Eskiden nisan ayı gelince ceketler, uzun kollu gömlekler yıkanır, katlanır, naftalinlenip dolabın en ücra köşesine atılırdı. Kasım ayı sonuna kadar orada bekletilir, tekrar nisan ayı başında yazlıkları çıkarıp giymeye başlardık.

Mevsimlere bir haller oldu. “Beklenen yağışlar bir türlü yağmadı” diye feryat figan TV’lerde canlı yayınlarda bas bas bağıran koca koca profesörler mevsimlerin değiştiğini, artık yağmurların az yağdığını söylüyor lakin Allah’ın işine karışılmaz. Son 20 gündür aralıksız yağmur yağıyor. İki gün sonra haziran ayına giriyoruz. Şaka gibi havalar soğuk. Bir türlü yaz gelemedi. Hala mont, uzun kollu kıyafetler kullanıyoruz. Camı, pencereyi açamadık.

“Henüz yağmur yok, hava soğumadı” diye feryat figan ederken deprem faciasının yaşandığı gün ülkedeki hava şartlarının en kötü, en soğuk gün olduğu kayda geçti. “Yağmur yağmıyor” diye söylenenler “Allah’ım güneş açtır, hava ısınsın” diye dua etmeye başladı. Allah’ın işine karışmayın. Yaradan en iyisini bilir. Sular gözlenmeye başladı. Barajlar dolmaya başladı. Çok şükür, su sıkıntımız inşallah olmayacak. Yaz az geç gelecek o kadar. Biraz sabır. Selametle kalın.