Asırlardır etnik kökeni farklı, rengi farklı, dili farklı, dini farklı,  iç içe dip dibe yaşadığımız bu canım ülkemde son zamanlarda ayrımcılık,  ötekileştirme maalesef söz konusu. “Ya bizdensin ya diğerlerinden” mantığı kutuplaştırma zemini için bulunmaz bir fırsat. Bu da hem siyasi gücün hem de milyon dolarlık yatırımları olan patronun işine geliyor. 
Bıyığı sarkık olan ülkücülüğü temsil etmemeli. Bıyığı sarkık ağzına dolanlar komünist olmamalı. Saçını uzatanlar züppe, hippi olmamalı. Uzun sakal bırakanlar hacı, hoca olmamalı. Her kulağına küpe takan erkeğe gay gözüyle bakılmamalı. Başında fötr şapkayla gezenlere Yahudi gözüyle bakılmamalı. İnce kesilmiş bıyık, uzun kollu beyaz gömlek giyenlere tarikatçı muamelesi yapılmamalı. Bağladığı baş örtüsünün şekline bakarak “bu şucu, bu bucu” gibi söylemler kullanılmamalı. Giydiği eteğin kısalığına, uzunluğuna bakıp o bayan hakkında suizan yapıp kalbini fesatla doldurmamalı vs.

İnsanlar giyim kuşam, sac sakal derdine düşmemeli. Rahat, huzurlu olmalı. Özgür bir ülkede yaşıyoruz. Herkes giyim kuşamda hür olmalı, korkmamalı. İki ihale alacağım diye bıyık bırakılmamalı. Ticaret yapmak, para kazanmak için kalbinde olmadığı halde tarikata girip onlardanmış gibi görünmemeli. Bunun örneklerini çok gördük. Münafıklık maalesef burada ön plana çıkıyor. Onlardanmış gibi görünen ama onları taklit eden zihniyet zaten zamanla kendilerini belli ediyor. 

Toplumu ayrıştırmaya gerek yok lakin toplumun ahlaki yapısının ön plana çıkarılıp bozulmasına sebebiyet vermeden insanlar istediği gibi giyinip kuşanabilir. Buna kimse karışmamalı. Her koyun kendi bacağından asılır atasözü buna güzel bir örnek. Ayrılırsak bölünürüz. Bölünürsek zamanla yok oluruz. Zaten istenen de bu. Oynanan oyun büyük. Hür bir ülkede yaşıyoruz. Hür yaşamaya devam etmeliyiz. Kalın sağlıcakla.