Salgın ülkemizde patlayalı 4 ay civarı oldu. O süreçten beridir birçok tedbir alındı, uygulamaya konuldu. Kiminde çok başarılı olundu, kiminde ise tedbir koymasak çok daha iyiydi denilen işler oldu.
Okulların kapanması, kışlalarda terhislerin ertelenmesi, maçların ertelenmesi, birkaç günlük karantina süreçleri, restoran vb. yerlerin kapatılması, camilerde toplu ibadetlerin durdurulması vs. uygulanan mecralar bu şekilde.
Uzun aradan sonra sadece cuma namazına -ona da arkanda 1.5 metre mesafe olacak şekilde- açık alanda kendi seccadeni getirmek suretiyle maskeni takarak son sünnetini kılmadan dağılmak suretiyle izin çıktı. Sevindik, mutlu olduk lakin 30 derecenin altını görmeyen Alanya’da açıkta güneş altında iki haftadır cuma namazı kılanlar çok zorlamaya başladı. Kurallar bizim iyiliğimiz, sağlığımız için ama bazı yerleri görünce neden caminin içine giremediğimizi anlamak mümkün değil.

Lokantada 20 kişilik grup yan yana yemek yiyebiliyoruz. Sokakta arkadaşlarla yürüyüş yapabiliyoruz. Banka kuyruğunda sıra bekleyebiliyoruz. Nefes almayacak şekilde belediye otobüsüne binebiliyoruz. Sinemaları açtık, düğünlere başladık. Survivor finalinde bile yan yana mesafe sıfır oturup final düzenledik. Cümbür cemaat 15 Temmuz’u yürüyüş ve sloganlarla kutladık. Parkta, çayırda, bahçede kucak kucağa çay, kahve içebiliyoruz. Hatayspor şampiyon oldu. Futbolcuları kucakladık, havalara attık lakin bir tek cuma günü caminin içine giremedik. Hava sıcaklığının arttığı bu günlerde bu durum cemaate ciddi sıkıntı oluyor. Umarım en kısa zamanda caminin içerisi bizlere açılır, insanlar rahat eder. Yetkililer mesafe şartı diyor ama cuma namazında birçok camide ne mesafe ne de maske var. Karton kutuyu açıp serip namazını kılıp giden kişiler var. Allah kabul etsin ama kurallar herkes için olmalı. Kural koyuluyorsa da ilgilenilmeli. İnşallah en kısa sürede cuma günü caminin içine girmek ümidiyle…