Yazalım mı yazmayalım bilmiyorum, insan tam karar veremiyor böyle durumlarda bu adamları dinleyince... Geceleri acıları ile yatağına giren insanları olduk ülkenin... Öyle olmadık mı, bizi o hale getirmediler mi yazar arkadaş...
Sen söyle imam arkadaş, müftü efendi yoksa biz yanlış şeyler mi görüyoruz ülkemizde, ülke gül gülistanlık da, biz kafayı mı yedik yoksa?
Sanki cahillerin istilasına uğramış ülke... Utanmazların ikiyüzlülerin ve çıkarcıların, yüreklerinde Allah korkusu haram helal endişesi olmayanların...
Gelin isterseniz birlikte konuşalım, ama sizler muhataplarınızın bile halktan biri olmasını istemiyorsunuz...
Başka kimlik edinecek değiliz, halkız işte... Halk yani siz bu ülkenin ne kadar sahibiyseniz o kadar hatta daha çok sahibi olan halk...
Siyasi partilerimiz nasıl insanı ciddiye almıyorlarsa, o partiler adına televizyonlara çıkan çıkarılan, ahkâm kesen siyasetçiler gazeteciler yazarlar, aynı saygısızlığı sergiliyorlar insana...
İnsanın asla ciddiye alınmadığı insana saygı duyulmayan, bir anlayış inşa ediyorlar, ülkede Allah sonumuzu hayır etsin... 
Varsıl kişilerin kutsandığı bir anlayış... Siyasette böyle Tarikatlar da cemaatlerde böyle, camilerde böyle... Cami görevlilerin en çok saygı duydukları halini hatırını sordukları her zaman varsıl insanlar, hayır doğru değil diyen var mı?
Allah bu ülkenin sonunu hayır etsin diye dua edelim de, Allah neden bizim dualarımızı kabul etsin diye de, bir soru düşüyor insanın aklına...
Çünkü kendi safımızda olmayanları düşman edinecek hale düştük veya düşürdüler... Kendi safımızda kendi partimizde ise “hangi haltı yerse yesin, hangi üçkâğıdı çevirirse çevirsin” susmayı hatta o alçağın yanında olmayı tercih ettik...
Yapma ey halkım... Sen bari doğrudan gerçekten ülkeden yana ol... Vallahi de billahi de hesap günü var ve sorulacak bunların hesabı...
Çoğu zaman demeye çalıştım, bir daha bir daha diyeyim, bu ülkenin gidişatı iyi değil ve hayra alamet değil, bunu herhangi bir partiyi eleştirmek adına söylemiyorum, gerçeğimiz bu...
Akşamlar televizyon açık oturumlara çağrılan ve orada partisi adına veya ülke adına konuşturulan kimi yazarların gazetecilerin cahilliğini görünce bir daha sormak düşüyor insanın aklına, ey ülke insanı ne haldir bu, sen bunlara nasıl razı oluyorsun nasıl katlanıyorsun?
Vallahi kimsenin kimin hangi partiyi tuttuğu umurumda değil... Önemli olan ülkenin nereye sürüklendiği nereye sürüklendiği... Ne yazık sanki el birliği ederek ülkenin başını daha çok sıkıntıya sokmaya, ülke insanını daha çaresiz daha çok ortada bırakmaya çalışıyorlar... 
Neyse bu televizyon soytarılarından biri diyor ki “Madem camilerde  namaz teravih namazı kılınmayacak” o zaman ramazanı erteleyelim diyor, ve bunu ciddi ciddi söylüyor...Arkadaş ulusal bir kanalın genel müdürüymüş, ve üst düzeyde görev almış devlette...Ama Ramazanın ertelenip ertelenemeyeceği konusunda hiçbir fikir sahibi değil...
Odun desem odun bile değil, ama ülke üstüne din üstüne ramazan üstüne ahkâm kesiyor... Yani senin anlayacağın ey halkım, kimseler seni ciddiye almıyor...
Benden söylemesi...