Türkiye’de seçimler belirli bir takvim ve hukuk çerçevesi içinde yapılır. Ancak bazen siyasal şartlar, meclis dengeleri veya toplumsal beklentiler olağan sürenin beklenmeden sandığın yeniden kurulmasını gündeme getirir. İşte bu noktada “erken seçim” kavramı ortaya çıkar. Peki Türkiye’de erken seçim nasıl yapılır, kim karar verir ve hangi şartlarda uygulanabilir?
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 116. maddesi, Cumhurbaşkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin seçimlerin yenilenmesine ilişkin yetkilerini düzenler. Bu maddeye göre, seçimlerin zamanından önce yapılmasına iki ayrı organ karar verebilir: Cumhurbaşkanı veya Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM).
Birinci yol, Cumhurbaşkanının seçimleri yenileme kararıalmasıdır. Cumhurbaşkanı, gerekli gördüğü hallerde hem kendi seçimini hem de TBMM seçimlerini yenileyebilir. Bu durumda, mevcut meclis ve cumhurbaşkanlığı dönemi sona erer, her iki seçim de birlikte yapılır. Anayasa’ya göre bu yetkinin kullanılabilmesi için herhangi bir gerekçe gösterilmesi zorunlu değildir. Yani Cumhurbaşkanı isterse, mevcut dönemin süresi dolmadan seçimi yenileyebilir. Bu karar alındığında, yeni seçim takvimi Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından belirlenir ve genellikle 60 gün içinde sandık kurulur.
İkinci yol ise TBMM’nin erken seçim kararı almasıdır. Bunun için meclis üye tam sayısının beşte üçü, yani 360 milletvekilinin oyu gerekir. Bu karar da yine hem milletvekilliği hem cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yenilenmesi anlamına gelir. TBMM’nin bu kararı alabilmesi için Cumhurbaşkanının onayı gerekmez; çünkü karar doğrudan meclis iradesiyle yürürlüğe girer.
Erken seçim kararı alınması halinde, Cumhurbaşkanının görev süresi de yeniden başlar. Yani seçimlerin yenilenmesine karar verilirse, Cumhurbaşkanı yeniden aday olabilir. Ancak bu konuda anayasal bir sınırlama vardır. Cumhurbaşkanı normal şartlarda en fazla iki dönem görev yapabilir. Fakat ikinci dönemde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilirse, Cumhurbaşkanı bir kez daha aday olma hakkına sahip olur. Erken seçim kararı alındığında, mevcut Meclis görevine yeni meclis göreve başlayıncaya kadar devam eder. Bu süreçte yürütme ve yasama faaliyetleri kesintisiz şekilde sürer. Yüksek Seçim Kurulu, seçim tarihini ilan eder, adaylık süreci başlar ve seçim kampanyası dönemi resmen başlatılır.
Erken seçim, demokratik sistemlerde olağanüstü bir durum değil; tam tersine, halkın iradesini tazeleme aracıdır. Ancak bu kararın alınması, yalnızca siyasî değil, aynı zamanda hukukî bir süreçtir. Anayasal çerçeve, erken seçim kararlarının kişisel ya da partisel değil, ülke yararına alınmasını hedefler. Bu nedenle, erken seçim çağrısı yapılırken yalnızca siyasi hesaplar değil, toplumsal dengeler ve devlet istikrarı da dikkate alınmalıdır.
Türkiye’de erken seçim, Anayasa’nın açık hükümlerine göre ya Cumhurbaşkanı kararıyla ya da Meclis’in nitelikli çoğunluğuyla mümkündür. Her iki durumda da temel amaç, halkın iradesine yeniden başvurmak ve demokrasiyi tazelemektir. Çünkü sandık, demokrasinin en temel ölçüsüdür ve milletin sözü her zaman en üst kanundur.