Anayasa, bir devletin hukuk sisteminin en üst basamağında yer alan temel kanundur. Tüm yasalar, yönetmelikler ve idari işlemler ona uygun olmak zorundadır. Bu nedenle, anayasa değişiklikleri hem usul hem de içerik bakımından titizlikle düzenlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre, bu süreç 175. madde kapsamında yürütülür.
Anayasa değişikliği teklifini yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin en az üçte biri, yani 200 milletvekiliverebilir. Bu, anayasa değiştirmenin sıradan bir yasa değişikliğinden çok daha nitelikli çoğunlukla yapılmasını sağlar. Teklif verildikten sonra sürecin nasıl devam edeceğini ise meclisteki oy oranı belirler.
Eğer anayasa değişikliği teklifi 360 ila 399 milletvekilininoyuyla kabul edilirse, bu değişiklik doğrudan yürürlüğe girmez. Cumhurbaşkanı tarafından halk oylamasına (referanduma) sunulabilir. Halkın “evet” oyu vermesi halinde değişiklik yürürlüğe girer.
Ancak teklif 400 veya daha fazla milletvekili tarafından kabul edilirse, bu kez halk oylamasına gidilmeden de Cumhurbaşkanı tarafından onaylanabilir. Bununla birlikte Cumhurbaşkanının, 400’ün üzerinde destek alan değişiklikleri dahi referanduma götürme veya bir kez daha Meclis’e geri gönderme yetkisi bulunur.
Bu düzenleme, anayasa değişikliklerinin hem mecliste geniş bir uzlaşıyla kabul edilmesini hem de halkın doğrudan onayına sunulmasını mümkün kılar. Yani anayasa, halk iradesiyle devlet iradesi arasında bir denge kurar.
Bunun yanında, her anayasanın olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın da değiştirilemeyecek bazı hükümleri vardır. 1., 2. ve 3. maddeler, Türkiye’nin devlet biçiminin Cumhuriyet olduğunu, devletin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti niteliğini, resmi dilinin Türkçe olduğunu, bayrağını, millî marşını ve başkentini belirler. Bu maddeler “değiştirilemez” ve “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” hükümlerle korunur.
Anayasa değişikliklerinin amacı, devletin temel yapısını koruyarak zamanın ihtiyaçlarına uygun yeni düzenlemeler getirmektir. Toplumun gelişimi, hukuk anlayışının dönüşümü ve bireysel hakların genişlemesi bu değişikliklerin temel motivasyonları arasındadır. Ancak her değişiklik süreci, mutlaka hukukun üstünlüğü ve demokratik meşruiyet ilkeleri çerçevesinde yürütülmelidir.
Anayasalar, sadece hukukçuların değil, toplumun her kesiminin ortak paydasıdır. Çünkü anayasa, vatandaşın günlük hayatına doğrudan etki eden hak ve özgürlüklerin kaynağıdır. Eğitim hakkı, mülkiyet hakkı, ifade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı gibi tüm temel haklar anayasada güvence altındadır. Dolayısıyla anayasa değişikliği tartışmaları yalnızca siyasi değil, aynı zamanda toplumsal bir konudur.
Türkiye’de anayasa değişikliği uzun, dikkatli ve uzlaşıya dayalı bir süreçtir. Meclisin nitelikli çoğunluğu, Cumhurbaşkanının onayı ve gerektiğinde halkın doğrudan oyu bu sürecin temel ayaklarını oluşturur. Amaç; hukuk devletinin ilkelerini koruyarak, toplumsal ihtiyaçlara uygun güncel bir anayasal düzen inşa etmektir.