Saray, devlet başkanının oturduğu ve devleti yönettiği binanın adıdır. Uygur hükümdarı Böğü Kağan, Mani dinini kabul edince ülkesine Çin’den Mani rahipleri getirtti. Bu rahipler ibadet için “taştan mabedler isteriz” deyince Türklerde ilk olarak taştan bina yapılmaya başlandı. Uygur halkı Manidinini benimsemedi. Fakat bu sayede taştan binalar yaparak yerleşik hayata geçildi. Daha sonraki dönemlerde bu binalar geliştirilerek özellikle Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklularda önemli saraylar yapıldı.
Bir ülke için devlet başkanı ve saray ne kadar güçlü olursa o ülke büyür ve kalkınır. Rakip ülkelerin saraylarında planlanan entrikalarla, darbelerle karşı ülkelerin parçalanması, zayıflatılması sağlanır. Mete’den sonra Çin sarayındaki entrikalarla Hunlar önce ikiye ayrıldı, sonra ortadan kaldırıldı. Fatih’ten önce Bizans entrikalarıyla Osmanlılar karıştırılmaya çalışıldı. Fatih Bizans’a son vererek bunu önledi. 2. Abdülhamit döneminde İngiliz sarayında planlanan entrikalarla Abdülhamit tahttan indirildi. Kısa süre sonra Osmanlı devleti yıkıldı. Osmanlının son gerçek padişahı 2. Abdülhamit’tir. Sultan Reşat ve Vahidettin formalite padişahlardır.
Tarihimizde entrikaları fark ederek başa geçenhükümdarlarımız vardır. Hun hükümdarı Mete üvey annesi ve Yüechiler işbirliği ile kendisine suikast düzenlendiğini görünce babasına darbe yaparak başa geçti. Hun devletini dünyanın en büyük devleti yaptı. Türk ordu sistemini ve devlet teşkilatını Mete kurmuştur. İkinci beyazıt döneminde Safevisaray entrikasıyla Osmanlı devletinin altı oyulmaya başlayınca Yavuz Selim babasını indirerek hükümdar oldu. Osmanlı devletini dünyanın en büyük devleti yaptı. Askeri, siyasi, ekonomik, coğrafi, kültürel alanlarda Osmanlı devletine denk bir devlet yoktu.
Osmanlılarda 3 saray önemlidir: Topkapı sarayı, Dolmabahçe sarayı, Yıldız sarayı. Osmanlıda saray, yönetim merkezi olmakla birlikte bilimin, sanatın, müziğin, modanın, edebiyatın, mimarinin merkezi idi. Sarayda huzur dersleri yapılırdı. Bu ders padişahın huzurunda olduğu için huzur dersleri denilirdi. Kültürümüzden sarayı çıkaracak olursak Türk kültürü yavan kalır. Osmanlıya muhalefet edeceğiz diye saraya karşı çıkmanın bir anlamı yoktur. Atatürk son zamanlarını Dolmabahçe sarayında geçirmiştir. 10 kasım’dasaray, önemli ziyaret yeridir.
Selçuklularının 4 önemli sarayı vardır; Selçuklu sarayı Konya’da, Kubadabat Sarayı Beyşehir’de, KeykubadiyeSarayı Kayseri’de, Alaiye Sarayı Alanyadadır. Bu saraylar içerisinde en sağlam olanı Alaiye sarayıdır. Konya’daki sarayın sadece bir köşesi kalmış, o kısmı da şemsiye şeklinde bir yapı ile korumaya almışlardır. Keykubadiye ve Kubatabatsarayının kalıntıları vardır.
Alaaddin Keykubat 1225-1232 yılları arasında kışları Alaiye sarayında geçirmiştir. Bu sarayın harem kısmı ve bazı bölümleri sağlamdır. Sarayın 1224 tarihinde yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu saray iç kalededir. İç kale kapısından (eski kapı) girince sol tarafta sarayın giriş kısmı vardır. Giriş kısmında saray güvenlik görevlilerinin ve saray aşçılarının odaları, ziyaretçilerin bekleme odaları vardır. Bu kısımda duvarlarda Selçuklu mozaikleri, orijinal bir selçuklu yıldızı (kısmen kırılmış), Aladdin Keykubat’ın mührü bulunmaktadır. Harem kısmı iki katlıdır. Ziyaretçilere kapalıdır. Sarayın batıya doğru olan kısmı (yeni giriş kapısı yanı) yıkılmıştır. Kalıntıları vardır. Bu saray, deniz seviyesinden 260 metre yükseklikte sarp kayalarla çıkılan kartal yuvası gibi bir yerdir. Alaaddin Keykubat göz dağı vereceği ülkelerin elçilerini, dostluğundan şüphe ettiği ülkelerin elçilerini burada kabul eder, elçiler devletin gücünü, kalenin heybetini görünce etkilenirlerdi. Sultan Harzemşahların elçilerini, Moğol elçilerini burada kabul etmiştir.
Sarayda “emir-i candar” sarayın güvenliiğinden sorumlu yetkilidir. “Emir-i şikar” sultanın av işlerinden sorumludur. “Emir-i Şarapdar” sarayın içeceklerinden ve ziyafetlerden sorumludur. Buradaki şarap alkollü içki değil, şurup anlamındadır. Şerbet, meyve suyu, salep, ayran gibi içecekler için kullanılır. “Emir-i Şarapdar” Esededdin Ayas’tır. Bu kişi aynı zamanda mimardır. Mezarı tophane mahallesinin yukarı kısmındadır. Buraya halk Esad burcu der. Konaklı yolu üzerindeki Şarapsa Han’ın ismini de bu kişiden aldığı tahmin edilmektedir. Şekerhane mahallesinin ismi de Sultanın buradaki av köşkünden (şikarhane) geldiği tahmin edilmektedir.