Neyin kavgasını verdiğimiz belli olmadan, belli olmadan neyin peşinde koştuğumuz, gelip durduğumuz yer, bir hiç aslında... Anlamsız gayesiz erdemsiz Alla korkusu ya da sevgisi olmayan bir yer toplandığımız yer...

Ve şimdi biz ne yapacağız deyip durduğumuz, ne gitmeye razıyız ne kalmaya, ne de gücümüzün bu kadar olduğunu farkında değiliz...

Sahi şimdi biz bundan sonra ne yapacağız bilen var mı?

Düşüncesi olan var mı, biz bundan sonra ne yapabiliriz, nasıl yaşarız, üstüne titrediğimiz çocuklarımız kadınlarımız kızlarımız ne yaparlar bizden sonra, yeryüzü bunca karanlığa zulme gömülmüşken...

Evet, bazıları muhteşem evlere pahalı arabalara değer biçilmez mülklere sahip oldular doğru...

Ama bazılarımız çok çaresiz ve çok yorgun, ölüm ne zaman gelecek durumundalar, çaresizlikleri bir fotoğraf karesine sığmayacak kadar büyük, geceleri zehir zemberek onlar için...

Bunları böyle dillendirdik diye kızıyorlar bazıları  “Ne yapalım o zaman” diyoruz, söyleyecek sözleri yok...

Allah’ım sende biliyorsun yoksulların fakirlerin sevilmediği bir sistem inşa ettiler, hatta fakirleri yoksulları sevmeyen yeni bir din inşa ettiler, asla senin dinine benzemeyen...

İnsanın sahip olması gereken şeyler yok mu sizce?

Kendi adına ülkesi adına, yaşadığı şehir adına, bunları düşünmek bu konulara yürek yormak, kendimize sorular sormamız gerekmez mi?

Öylesine atılmış sözler olsun diye değil, endişem...

Kendi çıkarlarından başka bir derdi olmayanlara, nefislerinin kölesi olmuş kişilere değil sözlerim, onları muhatap alıp kendimi üzmem...

Hayatımın hiçbir döneminde çıkarcıları kendilerini kutsayanları biz her şeyi biliriz diyenleri sevemedim... Hele bizim bulvarda yürüyen ve kendilerini kalem erbabı olarak gören, ama her türlü pisliğe bulaşmış, insan diye emek diye helal haram diye bir derdi olmayanlara hiç sevmedim sevemedim...

Ne yazık ki her geçen daha çok çoğalıyor bunlar basının içinde, çoğu çok fazla çıkarcı ve çok fazla kendini bir halt sana... Diyorum ki kardeşlerim, diyorum ki ey şehir ahalisi, ey camiye giden kardeşler...

Sonunda her şeyi sıradanlaştırdık, Dini-İnsanlığı-Kardeşliği İyiliği-Paylaşmayı- Ahlakı-Aşkı Sevgiyi Anneyi Babayı Aileyi ve Tanrıyı hepsini ya sıradanlaştırdık, ya da sustuk onları sıradan sayanların karşısında...

Dünyaya yenilmenin bir başka adı bu... Farkında olmasak bile biz kaybedenler olduk inanın... Ahret ile birlikte dünyasını mahvedenler den

Olduk, sözlerime kırılma...