Bu sözün birçok muhatabı var elbette… Önce durmadan insanlara ahkâm kesenlere, kendilerince insanlara bir şey söyleyenlere nutuk atanlara, ahlaktan maneviyattan söz edenlere…

İnsanlara bir ihtiyacın var mı diye sormayı akıl etmeden dine çağırmayı bir şey sananlara sözüm…

Yani doğrudan sana demedim kardeşim, sanırım ilk satıları okuyunca yazının asıl muhataplarını sende anlarsın…

Umarım anlarsın ben, çok iyi anlatamasam bile…

Mesela taşıyalım buraya “çok doğru değil belki ama” biz yine taşıyalım, kim bilir belki sen de doğru söylüyorsun diyeceksin, söylediklerimize…

Hani hemen hemen her hafta Cuma günleri Cami cemaatinden bir yerler için yardım talep edilir ya, ve sonunda derler ya, Allah yardımlarınızı kabul etsin diye…

İşte bu talebi yapan insanların hemen hemen hiç biri o yardımın içinde olmuyorlar… Ama nedense başkalarını hep yardıma çağırılar… Oysa Aziz İslam “Kendi yapmadığınız şeyleri başkalarından istemeyin” der…

Sağlıklı bir işi olmayan, evinin elektrik parasını ödeyemeyen,  kirasını ödeyemeyen insanlardan hep bu yardımlar talep edilir “Edilsin de” ama bilinsin o insanların içinde akşam evine ekmek götüremeyecek insanlarında olduğu, kirasını ödeyemeyen, su faturasını ödeyemeyen insanların olduğu, ama el aleme mahcup olmamak adına cebindeki son kuruşu verdiği...

Ali Şeriati İranlı bir düşünür…

Okunması gereken bir kişi, mesela bizdeki Cemil Meriç beyin karşılığı belki… Sahi Cemil Meriç’i okudun mu sen? Cemil Meriç’i okumalı insan, okumalı ki, ülke üstüne fikirleri olsun…

Tarihimiz mührü sökülmemiş bir hazine der Meriç…

Cinayete ses çıkarmayan caninin suç ortağıdır der…

Kahramanlık hatalar da ısrar etmemektir der…

Yemin ederim ki dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez der…

Başlı başına bir kültür Cemil Meriç, bu Ülkenin değerlerinden birisi… Ama pek çoğumuzun haberi yok bu kişilerin varlığından, ne dediğinden…

Neyse  Ali Şeriati der ki “Aç insanlara maneviyattan konuşmak, büyük ahlaki değerlerden söz etmek hiledir faciadır…

İlave edip bizde diyelim bir iki söz… Ayıptı günahtır sorumsuzluktur…

Öyle sözler eder ki, okuyucularına sizi rahatsız etmeye geldim der…

Yani söyleyeceklerim rahatınızı kaçırabilir, canınızı acıtabilir der…

Sadece devletin konuşma hakkına sahip olduğu bir memlekette hiçbir söze inanmayın der mesela…

Eğer din ölümden önce bir işe yaramazsa, ölümden sonra bir işe yaramayacaktır…

O zaman diyelim bizde, insanların midesi ile ilgilenmeyenlerin yalnız dinden söz etmeleri ahlak şu bu demeleri kendilerini pazarlama şeklidir… Önde görünme bencilliği, ben her şeyi bilenim deme utanmazlığı…

İnsan insanın her şeyi ile ilgilenirse insandır… Hani İslam kardeşlik der ya hep, kardeşlik önce insanın karnını doyurmaktır sonra ruhunu…

Uzatmamak adına, daha ötesini siz ilave edin, kendinize kendiniz söyleyin daha ötesini… Kalbinizi ışık ile doldurun aydınlansın önümüzde ne kadar karanlık varsa…

Hayırlar dilerim…