Elbette ben de böyle yazılar yazmak istemezdim, biliyorum can sıkıcı konular bunlar. Ne demek Müslümanlar kaybetti, kaybettiler ama hem de büyük kaybettiler, kötü kaybettiler...

İman etmenin ne demek olduğu bilinmez bir halde, İslam’ın çok önem verdiği kardeşliğin anlamı kalmadı, varsın kimileri itiraz etsin, ya da hep söylemeye çalıştığım gibi bahaneler uydurup dursunlar, İslam kardeşliği diplerde sürünüyor...
Bakın Filistin’de, Gazze’de kardeş dediğimiz insanlar zalim İsrail tarafından öldürülmeye devam ediyor. On binlerce çocuk öldü, binlerce çocuk elsiz, ayaksız, kolsuz, kanatsız bırakıldı, bırakılmaya devam ediyor. Yaşam savaşı verenler açlığa terk edildi, Allah aşkına kimin umurunda? Kimin canı sıkkın bu konuda, kaçımızın kalbinde ağrı var?
Ben doğruları söylüyor, doğruları yazıyorum diye övünmüyorum, hem bunun övünülecek nesi var ki? Demeye çalıştığım “kardeşler siz de farkında mısınız? Biz kaybettik, Müslümanlar kaybetti” yok hayır öyle bir şey yok diyen varsa sadece Allah ıslah etsin demek düşer bize...
Müslümanlar kaybetti derken kendimin de o kaybedenlerin arasında olduğumu da biliyorum...
Elbette Müslüman olmayı yalnız namaz kılmaya indirgeyenler anlamayacak ne demeye çalıştığımızı anlamak istemeyecekler, zaten biz de tam da burada bir şey demeye çalışıyoruz...
Açık açık yazıyor, açık açık söylüyorum. Müslümanlar konfor ve rahatları için İslam’ın izzetini taşımaktan vazgeçtiler. Bunun için de ya kendi kendilerine yeni yorumlar eklediler İslam’ın ne olduğu konusunda, ya başka yorumcuların yorumlarına sarıldılar...
İslam’ın doğrularını taşımaktan vazgeçtiler. Kardeşin kardeşin elinden tutma şuuru yok artık, çokları yoksullara, fakirlere bir başka gözle bakar oldu. Bir varlıklı Müslüman bir yoksul Müslüman’ın evine girerse kendinden bir şeyler eksileceğini sanıyor gibi...
Mesela dediler ki zekâtını veriyorsan istediğin gibi yiyebilir, istediğin kadar içebilir, istediğin gibi konfor içinde yaşayabilirsin...
Yok kardeş böyle bir şey yok, böyle bir şeye İslam ahlakı, İslam düşüncesi razı olmaz...
Ne kadar zengin olursan, ne kadar varlıklı olursan ol, yoksulların ya da fakirlerin şımarıkça yaşayamazsın... Sana bunu kim söylüyorsa yalan söylüyor...
Üstelik ben zekâtını tamı tamı tamına verdiğime de inanmıyorum. Eğer ülkede Müslümanlar veya zengin Müslümanlar zekât müessesini tam işletmiş olsalardı, yardımlaşma müessesesini özellikle İslam kardeşliği müessesini tam işletmiş olsalardı bazı kardeşlerimiz bu kadar sıkıntı içinde, yoksulluk i içinde olmazlardı...
Sözlerim İslam diye bir derdim var diyenlere, bu derdi taşımayanlara diyeceğimiz tek söz yolunuz açık olsun...
Ama ne olur İslam’ın önünden çekilin...