Konuya girebilmek adına öyle bir soru attım, yoksa başka türlü konuşulmuyor hiçbir şey ve aslında kimse konuşmaya yanaşacak gibi değil... Dünyanı ülkenin ve şehirlerin kirlenişine hep birlikte çok alıştık... Kazanmak adına yapılan hesapların yanına kaybettiklerimizi koymak istemiyor kimse...

İnsanı insanlığı kaybettik, topraklarımızı kuş seslerini dereye inen ağaçları kaybettik...

Merhameti...

Vicdanı...

Hakkı hukuku...

Adaleti...

Bunları isteyenler bile yalnız kendi için ister oldu...

Gözlerimizi nereye baksak beton yığını dağlar görüyor, sadece zenginlere has kılınmış ormanlar...

Peki, kaybettiğimiz şeylerin yerine ne koyduk diye sorsam 

 ben geri zekâlı hatta yobaz birimi oluyorum?

Neden peki? 

Bu beton yığını binaları siteleri, dağlara ormanların içine yapılan villaların hak ile hukuk ile bir bağlantısı var mı? Villalarda oturmak insanı değerli kılmıyor diyeceğim bazıları kızsa da, Allah’a yakın kılmıyor villada oturmak...

Sana ne kardeşim, birilerinin villasından sana diyecekler varsa, çekinmesinler desinler...

Kimsenin villası pahalı evleri bizi ilgilendirmiyor, ama kentin en duyarsızı sandığımız kişiler bile bir fırıldaklık döndüğünü söylüyor bu konularda ve aslında hepimizin hepinizin bilgi sahibi olduğu da bir gerçek de susuyorsunuz, neden susuyorsanız...

Artık işin içine para servet güç makam girince, herkesin sus pus olduğu rezil bir sistem inşa edildi, yoksullara dilencilere sesini yükseltenler beyaz adamların yaptıklarına sus pus oluyor...

Peki, nasıl oldu da, biz bu hallere düştük?

Neden bu kadar kandırır olduk kendimizi?

Aziz kitap da "sizler kardeşler topluluğusunuz" denirken bu ne hal böyle?

Gerçekten iman edenler isek, neden görmek istemeyiz kimi kardeşlerimizin sefalet içinde hayata tutunmaya çalışmasını? Ve neden susarız dağların ormanların denizlerin kimi utanmazlar tarafından talan edilişine?

Ne mi yapmaya ne mi söylemeye çalışıyorum?

Aslında ben de tam biliyor değilim, ama yüreğimin acıdığı bir gerçek...

Ben bu fahişeliği yapıyorsam, çocuklarım için yapıyorum diyen kadınlara nasıl bir cevap verelim, ülkede bunca rezil haksızlık adaletsizlik varken, güzelim toprakları beton yığınına çevirmeyi savunan birileri varken?

Birbirini acılarını dindiren kişiler yok artık, gerçekleri yazan hakikat diye bir derdi olan gazeteciler yazarlar yok, yok yok...

Kendini kentin en bilgili becerikli gazeteci diye takdim eden arkadaş bile barlar sokağında bilmem hangi sanatçının mekânı nasıl doldurduğu ile meşgul...

Sahi biz ne yapmaya çalışıyoruz ey insan kardeşlerim ey şehir ahalisi, sahi hedefimiz ne diye bir soru bırakayım, çekip gideyim...