Antalya'dan bir meslektaş aradı, ‘Rimini de bahçe bitkileri fuarı var. Fuarı organize eden firma her ülkeden 5 bitki üretici firmayı ücretsiz ağırlayacak’ dedi. 

‘Neden bunu yapıyorlar’ diye sordum.

‘Fuar yeni destek vermek için bir bütçe ayırmışlar’ dedi.

Neyse başvurduk ve onayladılar.

İsmini daha önce duymadığım bir turizm merkezine yolculuk bu vesile ile programlandı. Gitmeden biraz araştırdım. Alanya ile benzerlikleri dikkatimi çekti. Bu seyahatin biraz daha ilginç olacağını düşündüm. Ekonomisini, tarihi geçmişini, ziyaret edilebilecek yerlerini biraz araştırdım. 

Anladım ki Adriyatik’e kıyısı olan büyük bir turizm bölgesine seyahat edeceğim. Aracı firma 3 gece 4 günlük bir program yaptı, uçak biletlerimiz ve otelimize transferler ayarlandı. 

Gün geldi yola çıktık.

16.05 THY uçağı ile İstanbul'dan Bologna’ya 2 saat 15 dakika uçarak ulaştık.

Bologna’dan Rimini’ye otobandan servisle 1 saat 15 dakikada ulaştık. Riccione bölgesindeki Hotel Apollo’ya yerleştik. 

Akşam saat 21.00 olmuştu, bavullarımı odaya koydum. Resepsiyondan şehrin haritasını aldım. Şehrin önemli yerlerini işarettim. 2000 metre uzunluğundaki Viale Dante caddesine kendini attım. Sokaklarda az insan vardı. İşyerlerinin büyük kısmı kapalıydı. Eylül sonu olduğu için turizm sezonu bitmişti ve otellerin çoğu kapalıydı. 

Serin bir hava vardı. Otelin 200 metre üst tarafında kontrollü trafiğe kapatılmış caddede yürümeye başladım. Uzunca süre yürüdüm. İlk defa yürüdüğüm bu caddelerde belki de son defa yürüyeceğim düşüncesi bende her defasında buruk bir sevinç oluşturur. İki saat kadar yürüdüm. Rahatlamıştım, kendimi iyi hissediyordum. Otele geldim.

Sabah kahvaltı sonrası servis geldi. Otelde bizden başka diğer ülkelerden gelen misafirlerle fuar alanına hareket ettik. Fuar alanını beklediğimden çok daha büyük buldum. İlk defa yapılan çiçek fuarı Floratradeshow’un yanında uzun yıllardır yapılan meyve ve sebze fuarı olan Macfruit Fuarı’nın da açık olduğunu gördüm. Bizi içeriye gurup olarak aldılar. Daha önce belirlenmiş 12 katılımcıyı, ziyaret listesini alıp ziyaretlere başladım. 

İtalya'nın büyük bitki üreticilerin reyonlarını ziyaret ederek akşamı ettim. 

Otele döndük. ‘Rimini’den balık yemeden gelme’ demişlerdi. Sorduk soruşturduk balık yemek için rıhtımdaki Da Fino Ristorento’yu önerdiler. Dört kişi yemeğimizi yedik. Tabi balık olunca hesap biraz kabarık geldi. Yine serin sokaklarda keyifli bir yürüyüş yaptık. 

Ertesi günü yarım gün fuar ziyareti yaptık. Tarihi şehir merkezine kendimizi attık. Düz bir ovada kurulan eski şehir yorgun surları ile bizi karşıladı.

Augustus Zafer Takı’ndan şehre girdikten sonra sanki zaman durmuş tarihte bir yolculuğa başlamıştık. Şehir meydanlarındaki cafeler, müzeler, restaurantlar gel bizi keşfet dercesine sıralı idi. 

Eski şehrin dar sokaklarında yürüdük.  Her biri sanat eseri olan evlerin giriş kapılarını yakından inceleyip dokunmak istedik. Yorulduğumuz yerde dondurma yedik, olmadı kahve içerek tarihin içinde kendimizi ayrıcalıklı hissederek saatlerce vakit geçirdik Bir ara düşündüm bu İtalyanlar kentsel dönüşümü bilmiyor. Bu kadar eski binaları yıkıp yenilerini yasalarda istihdam yaratsalar olmaz mı? diye.

Neyse bizden öğrenecekleri çok şey var. 

Eski kentten yeni kente taksi ile geçtik. 

İstiklal caddesi benzeri Vial Dante Caddesi’ne tekrar geldik. Haritaya baktım 17 kilometrelik sahilin 200 metre üstündeki bu caddeye benzer caddeler sahile paralel 17 kilometre devam ediyormuş.  

Bu caddeler sahil üzerinde sıralanmış otellerin hemen arkasındaki ticari alanlar. Sahilde gününü geçiren turistler otellerine çıkıyorlar, oradan 200 metre mesafedeki bu caddelere çıkıp zamanlarını geçiriyorlar.

Her türlü işyerlerini inceledim ama hiç imitasyon tekstil ve bir birine benzeyen hediyelikçi dükkânlara rastlamadım. Zannedersem İtalyanlar 5 Euro’ya çaput satmayı da keşfedememişler. 

Neyse.. Akşam olmak üzereydi. Güzel bir pizza yemeden olmazdı. Ristorento Pizza Alba’da ekmeği ince pizzamızı yedik. Merak edenlere pizzanın fiyatı 7 Euro. Biz yemek yerken yağmur başladı. Ertesi gün saat 10.00’da Rimini’den ayrılıncaya kadar sürdü. 

Rimini’de olduğum süre boyunca şehrin şifresini çözmek için Rimini’de yaşayanlarla sohbetlerim oldu. Şehrin ekonomisine odaklandım. Öğrendiklerimi gözlemlediklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

TARİHİ

Rimini, MÖ 268’de Romalılar tarafından işgal ediliyor. Roma döneminden kalma eserleri Augustus Zafer takı, Tiberius Köprüsü. Yüz ölçümü 134 bin 42 kilometrekare. Nüfusu 150 bin civarında. 

Adriyatik sahili boyunca uzanan 30 kilometrelik Rimini Riccione, Bellaria-İgena Marina, Cattolica ve Misano Adriatico adlı plajları var. Marecchia Nehri’nin denize döküldüğü yerde kuruludur İtalya'nın sınırları içindeki San Mario devletine 30 dakika mesafede. Rimini web sayfası 5 ayrı dilde: en.riviera.rimini.it

EKONOMİSİ

Ekonomisi turizm, tarım, bin 200 otel var. Yılda 2 milyon turist ağırlıyor. 30 kilometre uzanan sahilleri var. Otellerin çoğunluğu 3-4 yıldız. Oda kahvaltı veya yarım pansiyon hizmet veriyor. Sahilde aralıksız sıralanmış işletmeler var. Her birinde voleybol sahaları, havuzlar, restaurantlar, çocuk oyun alanları, çocuk kulüpleri var. Sahildeki işletmeler akşamları çalışmıyor. Akşamüstü sahilden otele giden müşteri akşam yemeği için sahilin ve otellerin 200 metre arkasında uzanan caddeye çıkıyorlar. Sahil ile ana cadde arasındaki 400 metrelik alan sadece turizm bölgesi. Bu alanda sahil boyunca hiç konuta izin vermemişler. Turizmi desteklemek için cazibe merkezleri oluşturmuşlar. Yılda 35 ayrı sektörde fuar organize edilen büyük bir fuar alanı var.  

İtaly in Miniature Park isminde açık alanda botanik bahçesi gibi bir mini İtalyan şehirleri müzesi yapmışlar. Sahile Ferris Wheel olarak isimlendirdikleri büyükce bir dönme dolap yapmışlar. 

Çocukların gençlerin eğlenmesi için Fiabilanda olarak isim verdikleri su ve eğlence parkı yapmışlar,
zengin müşterileri çekmek için iki adet golf Kulübü yapmışlar.

Dünyaca ünlü motosiklet ve kamyon yarışları için için Santamonica Di Misano tesislerini yapmışlar. 
Yeşillikler içinde bisiklet gezileri İçin Malatesta&Montefeltro bölgesini organize etmişler.  

Şehir kartı olan  Romagna Visit Card isimli bir kartla alış verişi özendirmeye çalışıyorlar. 

Şehir merkezine büyükçe bir yat limanı yapmışlar. Sosyal sitelerdeki şehirle ilgili bütün paylaşımlarda bu cazibe merkezlerinin fotoğraflarını görmek mümkün. Turist keşfetmek ister, orda bulunmanın ayrıcalıklarını yaşayıp paylaşmak ister.

Benim anladığım kadarı ile, yüksek gelir getiren, marka turizm merkezi olmak için gerekenleri yapmaya çalışan, oluşan gelirden her kesimin eşit pay almasına dikkat eden, sürdürülebilen bir stratejisi olan, doğaya saygılı yeşil, yavaş, trafik kargaşasından uzak, sahip olduğu tarihi değerler sahip çıkan, bir düzen içinde turizmi planlayan, planladığı turizm alanlarına konut yaptırmayan, kıyı turizminin yanında alternatif turizmin imkanlarından yaralanmaya çalışan bir turizm merkezi ile karşılaştım. Çok keyifli bir seyahat oldu.

 

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ