Umutlarımız olduğu sürece yaşama daha çok bağlanırız.

Yaşama bağlandığımız ölçüde etrafımıza ışık saçarız.

Bu ışık hem bizi hem de etrafımızı aydınlatır.

Ülkemizi şehrimizi güzel olan, olmayan her şeyi çok severiz.

Her şeyi yoluna sokabileceğimize inanırız .

Kendimizi iyi hissederiz üretmek isteriz paylaşmak isteriz.

Çocuklarımızı iyi bir geleceğin beklediğini düşünürüz.  

Bizden daha kötü durumda olanlara üzülürüz, onlara elimizi uzatırız.

Bildiklerimizi kıskanmadan  paylaşırız.

Başardıklarımızı başkalarının da başarmasında sakınca görmeyiz.

Hep birlikte güzel bir geleceğe yolculuk yapmak bizi mutlu eder.

Yaşamaktan, nefes almaktan çok mutlu oluruz. 

Bir gün gelir de umutlarımız kırılırsa, ümitsizliğe düşersek dünyamız kararır,  hiçbir şeyden zevk almamaya başlarız.

Sahip olduklarımızın elimizden uçup gideceğini düşünürüz.

Yeni şeyler söylemekten vazgeçeriz, yaptığımız işten zevk almayız.

Hiç kimseye güvenmeyiz, ne yaparsak yapalım bu gidişi durduramayacağımızı düşünürüz.

Üretmekten vazgeçeriz, umutlarımızdan vazgeçeriz, kendimizi koruma derdine düşeriz.

Umutlu olmak ile umutsuz olmak, siyah ve beyaz gibidir. Gece ile gündüz gibidir. Var ile yok gibidir. 

Çevremizde, çocuklarının iyi eğitim almadığından, zorlaşan hayat koşullarında nasıl başarılı olacağından, işlerin zorlaştığından, haksız rekabet ortamında nasıl başarılı olacağından, son yıllarda İnsanların değiştiğinden kimsenin kimseyi düşünmediğinden, hayat pahalılığından, nasıl geçineceklerinden, çocuklarını nasıl okutacaklarından, adaletsiz gelir dağılımından, yorucu, gürültülü, yeşilin az binanın fazla olduğu ortamlarda yaşamaktan endişeleri olan birçok insanımıza şahit oluyoruz.  

Mevcut gelirimizin gelecekte artmayacağına hatta düşeceğine inanırsak.

Beklentimiz olan şeylere gelecekte sahip olabileceğimize inanmazsak

Hatta yaşam standardımızın daha kötüye gideceğine inanırsak

Gelecekte güvenliğimizle ilgili büyük sorunlar yaşayacağımıza inanırsak

Terör belasının daha nice gencecik fidanlarımızı şehit edebileceğini düşünürsek 

Kendimiz ailemiz ve ülkemiz için endişelenmeye başlarız.

Kafamız karışmaya başlar, neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamaz hale geliriz

Her gün bizim için umuda yolculuk olmaktan çıkar,

Bu olumsuz algılarımızın başımıza hangi dertler açacağını düşünmeye başlarız.

Bazen mevcut durumu olduğundan daha kötüymüş gibi hissederiz.

Bir defa umudumuzu kaybetmeye görelim. Dünya tersine döner.

Bulaşıcı bir hastalık gibidir umutsuzluk.

Her şeyi bir tehdit gibi algılamaya başlarız. Dönüşü zor bir yoldur.

Her ne olursa olsun umudumuzu kaybetmemeliyiz.

Her zaman bir çıkış yolunun olduğunu bilmeliyiz. 

Yeter ki pozitif düşünelim yeter ki elimizdekilerin değerini bilelim.

Geçmiş yaşamımıza bakalım, İnişleri  çıkışları ile..

Neler yaşadık. Her seferinde bir çıkış yolu bulduk.

Ne olursa olsun kendimize dostlarımıza, insanımıza, devletimize güvenmeliyiz. 

 Bize umutsuzluk yakışmaz. 

Bayramlar nice yeni umutlara vesile olur.

Kurban bayramınız kutlu olsun…