Diyorum ki ve demeye devam edeceğiz ki dünyayı bu kadar kirletmesek, ülkeyi bu kadar kirletmesek ve şehirleri bu kadar kirletmesek de, çocuklar korkusuz endişeden uzak, azda olsa mutlu ve huzur içinde büyüseler...
Kulaklarına kuş sesi dolsa, çiçek resimleri çizseler kumlara... Yalnız şehirleri kirletmediniz efendiler çocukların kalplerine umutlarına el koydunuz...
Ve hiç duymadınız size “böyle yapmayın!” diyenleri... Gerçi onu diyenler de yok artık, herkesin dünya sevdasını önemsediği vakitler şimdi...
Bunu demeye istemeye hakkımız yok mu? Gerçekte çocukların geleceklerini umutlarını elinden alan, hatta çocuklara zulüm eden, aç bırakan açıkta bırakan sokakta bırakan, bir dünya değil mi dünya?
Yalan medeniyet denen söz yalan, yalancı dünyanın medeni olduğunu söyleyenler de... Hele batı medeniyeti diye numara yapanlar... Kendi sınırları dışında büyük bir canavar batı, bunu çocuklara söyleyelim anlatalım...
Mesela silaha savaşa karşıyız, çünkü her silah öldürmeye hazır olmaktır dersek, yanlış söz mü etmiş oluruz? Her savaş bölük bölük insanların ölmesinden, ülkelerin yakılıp yıkılmasından başka nedir?
Belinde silah taşıyan insanları hiç sevmedim asker polis dışında... 
Kim silahtan söz ediyorsa  “benden korkun” ben her şeyi yapabilir her kötülüğü işleyebilir, gerekirse herkesi öldürebilirim, demektedir...
Mesela içerde köpek var diye yazan evler bana hep karanlık gelmiştir, sahiplerinin karanlık işler peşinde olduklarını düşünmüşümdür...
Bundandır yazarken aslında muradımız çocukların korkusuz büyüyeceği yeni bir dünya inşa etmek diyeceğim de, biliyorum gülecek kimileri... Bizden sandıklarımı yazarçizer takımı gülecek önce... 
Cami imamları saçmaladığımı söyleyecek, kentin efendileri ciddiye almayın diyecekler çevresinde toplananlara...
İnsanız ya hani benim böyle düşlerim var, çocukların korkusuz büyüyecekleri bir dünya düşlüyorum, en azından bir ülke sonra şehirler...
Olmaz olmayacak diye düşlemeyelim de zalimlerden mi olalım?
Çocukların evlerinden sürgün edilmediği evlerinin bağlarının bahçelerinin ellerinden alınmadığı bir dünya, sonra her çocuğun karnını doyduğu bir ülke ve şehirler...
Kupkuru yaşatman kupkuru ölmekten daha iyidir insanın içinde güzel düşünceleri olması ve ölürken o düşünceler ile ölmesi...
Gidip soralım mı Kentin müftüsüne, ne dersin?