Bu pazar dağılmalı kardeşim, bu pazar bize göre değil, bu pazarda kimin, kimlerin olduğu belli değil...Ama bu pazarda sesini çıkaranlar, gürültü yapanlar "buraya gel vatandaş buraya" diyenlerin hemen hemen hepsi kendi çürük mallarını, vadesi geçmiş malları, içinde her türlü tozun mikrobun olduğu malları pazarlıyorlar...
Akıllarında bulunan tek düşünce kendi çıkarları, kendi makamları, kendi servetlerini çoğaltma akıllarında olan...Çoğunun  kalbinde ışık yok, gönlünde kendinden başka insan yok...
Oysa içinde insan olmayan her düşünce, her eylem her kitap her yol suyu bitmiş bir kuyudur, boşuna beklenir başında beklenirse...
Ne Allah korkuları var, ne vicdanları ne merhametleri...Nede umurlarında insanın insanlığın savrulması...Evet umurlarında değil şehir ahalisinin yarısının evsiz işsiz oluşu...Evlerine ekmek götüremeyen babalar da umurlarında değil çoğunun, sokakta kalan çocuklar, da, onlar sadece seslerini yükseltiyorlar, sadece gürültü yapıyorlar...Aha diyelim kimi çaresiz  annelerin, bir kaç lokma ekmek kazanmak uğruna "biz çocuklarının karnını doyurmak diye anlıyoruz bunu" orospuluk yapmak zorunda kalması da umurlarında değil...
Hatta ahlaktan söz edenler bile var, bunca duyarsız oluşlarına aldırmadan...Sanıyorlar ki "bu efendiler, bu hanım efendiler" öyle konuşmakla, sağda solda muhabbet etmekle üstlerine düşeni yaptıklarını, insanlık görevlerini yerine getirdiklerini sanıyorlar...
Ağır bir söz ama denmeli...
Eğer gerçekten yaşadığımız şehirlerde, mahalle ve sokağımızda, evlerimizin yakınında ve uzağında, bu kadınlardan varsa "ki vardır, var olduğunu herkes biliyor" bunların suç ortaklarıdır o şehrin ahalisi, o mahallenin, o sokakların...İşlenen günahın  müşterek ortakları yani...Yok, yok, öylesine söylenmedi bu söz, birileri incinsin diye söylenmedi...Zira bütün kutsal metinler bu eylemin  karşısına böyle yazarlar, toplumun her bir bireyine pay çıkarırlar o günahtan...
Aklınıza yatmadıysa, arkasında namaz kıldığınız imam arkadaşa sorun, sorun şehrin müftüsüne, bakalım ne diyecekler?
Vicdanlarını konuştururlar ise, doğru diyecekler, bu buna benzer günahlar böyle izah edilir diyecekler...Ama sistemin işleyişinden memnun iseler, rahatları iyi ise, ve yüreklerinde insan adına bir endişe yoksa "aldırma, saçmalamış" diyecekler...
Bu pazar dağılma kardeşim...Sorumsuz siyasetçilerin, sorumsuz din adamların, sorumsuz önderlerin, sorumsuz gazetecilerin yazarların "çok konuştukları, çok ses çıkardıkları çok gürültü yaptıkları" bu pazar dağılmalı, ve bu adamların her biri evlerine dönmeli...Çocuklarının, eşlerinin kadınlarının yanlarına dönmeli...
Anlaşıldı, ve görüldü bunların çoğu sadece kendilerini kendi çıkarlarını, kendi geleceklerini, çocuklarının geleceklerini düşünür haldeler...Nasıl evlerde oturmaları gerektiği nasıl pahalı arabalara binmeleri gerektiği hesabı ve düşüncesi içindeler...
Ve kızıyorlar, biz bunları gündeme taşıdık diye, öfkeleniyorlar...
Oysa biz sadece insan diyoruz, insanların yarısı sefalet içinde diyoruz, insanların yarısı evsiz barksız sığınaksız diyorum...Bir şehir ahalisi sayısınca çocuklar sokaklarda yaşıyor diyoruz, uyuşturucu kullanıyor diyoruz...
Öyle değil mi? Demeyelim mi bunları? Demezsek nasıl rahat olur yüreğimiz, ve Allah bunun hesabını sormaz mı insana? Hani haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandı, ne yapalım, susalım mı?
Bu arkadaşlar bu pazardan çekilmeli, bu siyasetten çıkar bekleyenler, dini çıkarları gelecekleri için kullananlar çekilmeli bu pazardan...Bu çok bilmiş gazeteciler, bu iki yüzlü yazarlar, soytarı televizyoncular bu pazardan geri çekilmeli...Bulundukları yerleri boşaltmalı her biri...
Çünkü onlar orada iken iyi adamlar iyi kadınlar, namuslu adamlar namuslu kadınlar, Allah için din anlatanlar, Allah için söz edenler, Allah için yazanlar çizenler, haber yapanlar "pazara giremiyorlar, girmek istemiyorlar" çok istedikleri halde insanların ellerinden tutamıyorlar...Zira korkuyorlar kendilerinin yanlış anlaşılacağından, ötekiler gibi anlaşılmaktan...
Geç olmadan, çok gece olmadan, daha çok karanlık olmadan "bu pazar esnafı" evlerine, yazlıklarına eşlerinin yanlarına, metreslerinin yanlarına dönmeliler...
Dönsünler ki, iyi adamlar iyi kadınlar, Allah için söz edenler, Allah için hizmet edecek olanlar, insan diyenler insanlık diyenler geri gelsinler...
Şehirleri yeniden imar ve inşa edecek olanlar, insanı yeniden imar ve inşa edecek olanlar geri gelsinler....
İnsanın kalbinden ve elinden tutacaklar geri gelsinler...
Biraz meczup, biraz deli, ama iyi adamlar, ama iyi kadınlar...Kalplerinde merhamet gözlerinde ışık taşıyanlar işte...
İyilik içinde kal  aziz insan...İyi yürekli insanları dost edin kendine...