Hatırlayın eskiden camilerde camilerin mimlerlerinde, vaaz kürsülerinde Halife Hazreti Ömer’den söz ederken, en çok anlattıklar Hazreti Ömer’in cübbesiydi... Hani sahabeden birileri Hazreti Ömer’ hutbede konuşurken “Sen demişti, sen önce üstündeki cübbeyi nasıl edindin onun hesabını ver,  sonra konuş” demişti de, örnek olsun diye bunu anlatırlardı eskiden...
Bir savaş sonrası ganimet paylaşımında herkese birer metre kumaş parçası düşmüştü ve bu kumaş parçasından doğru dürüst elbise çıkmıyordu... Bunu bile oğlu Abdullah babası Hazreti Ömer’e kendi hissesine düşen kumaş parçasını vererek, kendine bir elbise ya da cübbe diktir demişti de, o da diktirmişti...
Bunun böyle olduğunu bilmeyen sahabe “Ömer’in üstünde elbiseyi görünce” bunu nereden buldun nasıl edindin diye soru sormuştu, hem de hutbe okumaya başlayınca minberden...
Artık şimdilerde o konuşmalara yasak koydular,  günah dediler hutbe okunurken konuşursan dediler...
Oysa yine minber de kadınların Mehir’i hakkında fikir beyan eden Halife Ömer’e yine arkadan bir kadın bağırarak “söyle ya Ömer bu senin kendi fikrin mi, yoksa Allah’ın emri mi?” demişti...
Artık Cuma günlerini kadınlara zehir eden Cuma namazını yasaklayan bir dinden söz ediyorlar yeni din tacirleri, hem de Cuma ayetinin kadınları da emir olduğunu bile bile...
Günümüzde nereden buldun demek ya yasak, ya ayıp haline getirildi... İşgal ettiği koltuğun makamın yetkisini avantacını kullanarak servetine servet ekleyenlere nerden buldun nasıl buldun demek ayıp günah oldu...
Üstelik daha çok alkışlanıyorlar daha çok itibar görüyorlar bunu yapanlar... Artık ahali normal karşılar oldu böyle işlerin oluşunu...
Hele kendi partisindense kendi cemaatinden kendi gurubundansa, asla görmez eleştirmez, asla ayıplamaz oldu...
Hatta kimileri bunun normal olduğunu savunur hale geldi...
Ve artık camilerde okunan hutbelerde, edilen vaazlarda bunlar anlatılmaz oldu, çünkü bunları söylemesi gerekenlerin pek çoğu da, taksimattan düşecek pay peşindeler...
Artık kazancın nereden nasıl elde edildiğinin bir hükmü kalmadı ve helal ne haram ne çoklarının umurunda değil...
Haksızlık karşısında susan dilsiz sözünün bir değeri kalmadı günümüzde... Çünkü çoklarımızın haksızlık karşısında adaletsizlik karşısında talan karşısında susmayı tercih ettiğimiz bir zaman...
Selam ile kalın...
Gidişat iyi değil, iyi değil bu kadar susmak haksızlık karşısında ve hiç iyi değil yalancıları alkışlamak...
Siz bilirsiniz...