Dünya geçtiğimiz yıl bir yandan salgın, bir yandan da iklim değişikliğinin etkileriyle karşı karşıya kaldı. İklim değişikliğinin etkileri sonucunda ülkemizde de yağış miktarları azalıyor ve kuraklıkla karşılaşma ihtimalimiz artıyor. Yağış miktarı her geçen yıl azalmaya devam ediyor. Bu da ülkemizin su kaynaklarının tükenme tehlikesi altında olduğunu gösteriyor. Kitlesel ve bireysel ölçeklerde savurgan su tüketimi, mevsimsel yağışların gerçekleşmemesiyle karşı karşıya kalınan susuzluğu daha da artırıyor.
          
Kuraklık nedeniyle kuruyan su kaynakları, susuzluktan boğularak ölen balıklar, yok olan kuş cennetleri, toz fırtınaları ve adım adım tükenen bir tabiat… Uzmanlar, susuzluğa karşı vatandaşları ve üreticileri uyarıyor. Bahar da kurak geçerse ,ülkemiz için su sorunu çok ciddi olarak karşımıza çıkacak.
          
Son yıllarda dilimizden düşmeyen ve insan yaşamı için en temel ihtiyaçlardan biri olan suyun kıtlığına neden olan kuraklık hakkında neler biliyoruz? Kuraklık, atmosferde yağış oluşturacak kadar çok nem bulunmadığı dönemlerde gerçekleşen; yeryüzü ve yer altı sularının tedarikinde kıtlığa yol açan doğal bir iklim olayı. Yağmur, fırtına, kasırga gibi doğa olaylarının aksine meteorolojik olarak kuraklığın ne zaman oluşabileceğine dair uzun vadeli tahminler üretmek çok zor olduğu için de en büyük hasara sebep olan iklim olaylarından biri!..
           
Kuraklığın en temel nedeni yağış miktarının azalmasıdır. Kar, yağmur gibi yağışlar yeterli olmadığında toprak kurumaya, yeryüzü ve yer altındaki su kaynakları azalmaya ve barajlar boşalmaya başlar. Yüksek sıcaklık da kuraklığın bir diğer sebebidir. Küresel ısınma nedeniyle yağışların azalması ve sıcaklıkların normalin üzerine çıkması, kuraklığı tetikler. Hızla artan nüfus da gerekenden fazla su harcanması demektir ki sebeplerden biri olarak gösterilebilir. Ormanların tahrip görmesi de kuraklığa bir sebeptir ve kuraklık da orman yangınları için daha elverişli bir ortam hazırlar. Peki neler yapılabilir?
           
Sürdürülebilir su kaynakları için doğal çevre, yeşil alanlar ve ormanlar korunmalı, ağaçlandırma yapılmalıdır. Su kullanımının en fazla olduğu sulama ve endüstri sektörlerinde su tasarrufuna yönelik yenilikçi yöntem ve cihazlar kullanılmalıdır. Farklı su tüketim sektörlerinde kullanılan suyun tekrar arıtılıp kullanılması, yağmur suyundan tekrar faydalanılması gerekir. Evlerde bireysel tedbirlerle de su tüketiminin azaltılması gerekiyor. Öncelikle insanları kuraklık nedenleri, etkileri ve sonuçları konusunda bilinçlendirmek çok önemli!
              
Susuzluk tehlikesine karşı siz de günlük alışkanlıklarınızı değiştirerek su kaynaklarımızın korunmasına destek olabilirsiniz. Örneğin, evinizde su sızdıran hatalı tesisatları tamir etmek gereksiz yere sifon çekmemek, yanlış kullanımda büyük miktarlarda su israfına sebep olabilen çamaşır, bulaşık, ev temizliğini doğru bir şekilde yapmak ,diş fırçalarken ,traş olurken musluğu kapatmak, gereksiz elektrik kullanmamak gibi pek çok tasarruf yöntemini uygulayarak bireysel olarak susuzlukla mücadele edebilirsiniz.
               
Gelecek nesilleri düşünen herkes su tasarrufunun önemini fark etmeli! Suyun bilinçsizce tüketilecek bir kaynak değil, korunması gereken bir doğal varlık olarak kabul etmeli, suyun tüm canlıların yaşamı için hayati önemini unutmamalıyız!