Okuduğumuz kitaplarda, izlediğimiz filmlerde karşımıza sıklıkla çıkan ‘’ütopya’’ terimi, içinde yaşayan vatandaşları için son derece arzu edilen ve neredeyse mükemmel diyebileceğimiz niteliklere sahip bir hayali toplum anlamını taşıyor. Hayali olmasının nedeni gerçek hayatta ‘’mükemmel’’e ulaşmanın imkansız olması. Yunanca bir kelime olan ‘’ütopya’’ kelime anlamına bakıldığında ‘’olmayan yer’’ demek. Bu kavram dile getirildikten sonra insanlar ütopyalarını yazmaya, kendi ideal devletlerini anlatmaya başlamışlar ve ortaya o kadar çok değişik fikir çıkmış ki sadece tek bir ütopyanın imkansız olduğu anlaşılmış. Ütopya tamamen öznel olarak yaratılır ve insanlar kendi kafalarındakini anlatırlar ama hiç kimseden onay beklemezler zira herkesin idealleri, istek ve arzuları farklı. Gerçekten nasıl bir dünyada yaşamak istiyoruz? Hepimiz kendi içimizde bir dünya yaratmışızdır mutlaka. Hatta bazılarımız yaratmakla kalmayıp, gerçek hayattan uzaklaşıp kendi kurguladığı dünyanın içinde yaşıyor. Aslında ne güzel olurdu değil mi? Herkesin birbirini sevdiği, saydığı, kimsenin ne insanlara ne hayvanlara ne doğaya zarar vermediği, geçim sıkıntısı yaşamadığı, intihar etmediği, işsiz-parasız kalmadığı, sokakların birbirine selam veren, gülümseyen insanlarla dolu olduğu bir dünya… Pırıl pırıl bakışlı insanlar her türlü kinden ve nefretten arınmış, tuzakları olmayan, kuralsız ve katıksız sevgilere sahip insanların yaşadığı bir yer… Büyük şehirlerin kalabalık ve gürültüsünden, dijital yağmurlardan, maskeli yüzlerden ve teknoloji çöplüğünden uzak olmak. Adaletsizliğin olmadığı, haksızlıkların kol gezmediği belki de başka bir gezegen de tatminsizliklerle yoğrulmadan dingin ve alelade bir yaşam. Hafızamızdaki tüm kötü sözcükleri silmeliyiz. Mesela onların yerine yeni kelimeler bularak. Tüm zorluklarla baş edebilecek kadar sert ve en küçük bir sarsıntıda kırılabilecek kadar yumuşak bir yüreğe sahip olsak. Hiç yaşlanmasak mesela ve hiç hastalanmasak. Güzellik-çirkinlik gibi kavramlar olmasa. Herkes güzel, bilgili ve eğitimli olsa. Savaşlar olmasa, barışın hakim olduğu bir dünya olsa, herkes birbirinin dilinden anlasa … Bu listeyi daha çoook uzatabilirim aslında ama çok mu ütopik olur dersiniz?