Gelip durduğumuz yer duracak yer değil insan için, ne yazık ki bu söz herkesle paylaşılmayacak bir zaman... Yani herkesin kendi aklını kutsadığı herkesin kendini doğru yolda olduğunu sandığı... Sadece kendini duyduğu kendini önemsediği, mahallenin ve kentin en akıllısı sandığı ve en dindar falan işte...
Bunun böyle olduğunu anlamak için daha çok acı çekmeye kafa yormaya gerek yok... Aslında derin bir gözden geçirirsek görürüz bunu... Kaç kişi bilmiyor, yeni inşa edilen şehirlerde sokaklarda caddelerde kuşların yok edilmediğini? Tamam, insanın ne hakkı var buna diye aklına düşmüyor, kuşlarında yaşama hakkı olduğunu kendi kendine söylemiyorsan, zaten içi kararmış biri olmuşsun sen...
Bazen kendime diyorum “görüyorsun söylemenin bir faydası yok,sus” ama sonra gönlün razı olmadığının farkında oluyorsun...Yani zor zamanları insanın eğer, ülkesi adına yaşadığı şehir adına, inanıyorsa dini adına derdi endişesi varsa...
Bize ne oldu, ne oldu da  bu hale geldi diyen, babaların annelerin konuşmaları ile dolu cami avluları...
Aslında herkesin memnun olmadığı bir zaman... Dışı başka içi başka dini başka Tanrısı başka insanlar, ne istediğini konusunda tam fikir ve bilgi sahibi olmayan...
Ülkemiz ve insanımız adına makam mevki sahibi olanların söz sahibi olanların da, bilinçli bir duruş sergilediklerine bir vicdani muhasebe içinde olduklarına inanan da yok, en azından ben kendim inanmıyorum...
Mehmet Akif sıradan biri değil ülkemiz adına, çünkü o bağımsızlık marşımızın yazarı, ülkesi için bir çok acıya üzüntüye katlanan ve bundan asla şikayetçi olmayan insan...
Nemi demek istiyorum?
Yirmi yedi aralık günü İstiklal yani bağımsızlığımızın marşını yazan Mehmet Akif’in vefat yıldönümüydü... Sandım ki Kentin Belediyesi hatırlar birkaç güzel sözle eder en azından bir rahmet diler, ama maalesef...
Olur ya belki kentin müftülüğü bir kadirşinaslık gösterir hatırlar bel ki ahaliyi rahmet okumaya çağırır, ama nerde...
Oysa bu ülke de söz ve makam yetki sahibi olanlar yerin üstündekiler kadar yerin altındakileri de hatırlamaları gerekir, gerçekten insan diye bir sevdaları varsa...
Yani şimdi biz bunları hatırlatınca, efendiler yanlış yapıyorsunuz dersek onlara bühtan mı etmiş oluruz?
Mesela Müftülük kim milyoner yarışmasına, katılan onlara göre yarışmaya damga vuran genç kız daha önem kazanıyor ve onu çağırıyorlar ve bunu önemli bir duyuru ile ilan ediyorlar... Sakın o kızımıza söz ettiğim anlaşılmasın, Allah yolunu açık etsin...
Hani diyorum Mehmet Akif’i de hatırlasalardı, bunu yaparken birkaç güzel söz etselerdi Akif için...
Çağımızın insanı korkunç bencil, ama yönetici makamında olanlar çok fazla bencil, buna hiç hakları olmadığı halde...