İlla net bir bilgi veya bir ders vermeyi amaçlayan tarih ve kişisel gelişim kitapları gibi didaktik eserleri ne kadar sevmiyorsam tarihi bir olayı ya da tarihi bir kişiliği anlatan kurgulanmış romanları da bir o kadar seviyorum.

Timur, Alamut, Börü, Küçük Ağa vb. eserleri okumak her zaman bana kendimi daha iyi hissettirmiştir. Çünkü hem roman okuyorum hem de tarihi öğreniyorum, bir taşla iki kuş yani. Sizlere önereceğim yeni kitap ise akıcı bir şekilde okuyabileceğiniz ve aynı zamanda tarihi öğrenebileceğiniz bir eser: Oğuz Kağan – Orhan Yeniaras.  

Oğuz Kağan benim her zaman araştırıp okumak istediğim bir Türk hükümdar olmuştur. Bu yüzden bu kitapla karşılaştığım için ne kadar mutluyum sizlere anlatamam. Kitaptan öğrendiklerimi azıcık da olsa size aktarayım desem şunları derdim;

Oğuz Kağan, Karahan’ın oğlu. Dünya’ya geldiği andan itibaren tek amacı Olcay inanışını yaşatmak. Öyle ki bazı kaynaklarda Oğuz Kağan için ilk Türk peygamber olduğunu, inandığı Olcay inancının aslında bir nevi İslamiyetle örtüştüğünü söylemektedir. Oğuz’un doğduğu zamanlarda putlar, ruhani inanışlar ve çok tanrılı dinler hakimdi dünyaya. Kağan bu inanışı yıkıp tüm dünyaya tek bir yüce yaratıcının olduğunu anlatmak için doğdu anasının karnından, bunu da başardı. O dönemlerde zaten çok fazla kıta keşfedilmediği için at üstünde 20 yıl boyunca sefer düzenleyip inancını ve amacını anlattı insanlara. Hah işte bu seferleri, Oğuz’un doğumunu, çocukluğunu, yetişkinliğini, evliliğini, gücünü ve yiğitliğini Orhan Yeniaras kitabında o kadar nizami bir dille anlatmış ki biz okuyucular ambiyansa kendimizi kaptırmadan duramıyoruz. 

Eğer siz de ben Türk hükümdarlarını öğrenmek istiyorum ancak bunları öğrenirken de beni sıkmayacak şeyler okumak istiyorum derseniz ben bu kitabı kesinlikle öneririm sizlere. Unutmayınız ki tarih öğrenmek bir gereklidir, ama kendi kanının geçmişini öğrenmek boynumuzun borcudur. Tanrı siz okuyuculara alkış versin!