Bu yazı yazılırken halkımız oy kullanıyordu ve belli değildi kimin kimlerin kazanacağı, ama ben daha öce söylediklerim söylemeye devam edeceğim... Kim kazanırsa kazansın bir şeyin değişeceği yok değişmeyecek hiçbir şey, bir daha kandırıldın ey halkım kızma bana...
Zira düzen “yani sistem baştan sona kokuşmuş” baştan sona adaletsiz, hak, hukuk tanımayan, Allah bilmeyen, din bilmeyen, yoksulları yok sayan, mazlumları, kimsesizleri görmez-den gelen, yalnızca güçlünün, servet sahiplerinin yanında olan bir sistem...
Özellikle yoksullara, fakirlere, mazlumlara, kimsesizlere asla değer, kıymet vermeyen, yalnızca oy zamanlarında eşitlenen, kıymetlenen varlıklar, yoksullar, sahipsizler, onlar hep ezik yaşamak durumunda...
Ve seçim öncesi bir daha gördük ki, ülkemiz insanın çoğu sandığımızdan daha çok yoksul bırakılmış, daha çaresiz bırakılmış, bundan dolayıdır ki, büyük şehirlerde başkan adayları hep sosyal yardımlardan söz ettiler, hep yardımlardan söz ettiler...
Ama kimse demedi benim ülkemde, benim şehrimde bu insanlar neden bu kadar yoksul kaldılar diye...
Vicdan eksikliği, merhamet azlığı, dinden bi/haber olma aymazlığı başkaca bir medeni yok...
Mesela Ankara’da iktidarın adayı olan kişi emeklilere her ay 5 bin lira yardım edeceğini söyledi iktidar beş kuruş vermezken... Demek ki durum vahim oradan girerek oy almayı düşünüyor...
Ben duymadım duyan oldu mu, bizim “ALANYA” Başkan adayları neler dediler emeklilere, neler söz verdiler, hangi vaatte bulundular, kazanan sözünde durur diyen var mı içinizde?
Ve bir daha gördük, hırsızların başka hırsızlara, “siz hırsızsınız dediği” nedense halkın çoğunun buna alkışladığını gördük... Mesela AK Partililer gördükleri para görüntüleri üstünden CHP’ye vurdu durdu, öyle yaparak bir kazanç elde etmeye çalıştı...
Oysa ey insanlar o para sayma işi önce AK Parti’de başladı, bunu hepiniz biliyorsunuz, ayakkabı kutuları içinde odalar dolusu paralar sayıldı bir zamanlar...
Yine mesela zamanın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Partili bir milletvekilinin mafyadan her ay on bin dolar rüşvet aldığını söyledi, Meclis Başkanı da doğruladı bunu...
Sonuç; sonuç kocaman bir hiç...
Bunların hepsi aynı, hiçbiri ötekinden daha az suçlu değil, masum değil, bunu demeye çalışıyorum, yoksa herhangi bir partiyi aklama veya suçlama gibi bir niyetim yok olmaz...
Bana göre en başta bu kokuşmuş sistemin kendi zalim, kendi utanmaz merhametsiz, buna itiraz edilmeli önce...
Sadece bir dönem yani 4 yıl milletvekilliği yapan kişi 100 bin lira emekli maaşı alırken, 7 sene hatta 9 sene, 6 sene prim ödeyen insanlara sadece 10 bin lira emekli maaşını layık gören sistem zalim haktan hukuktan uzak değilse nedir?
Dünyada en çok makam arabası bizim ülkemizde var, mesela bizim belediye başkanlarımız bile Batılı ülkelerin Başbakanlarında daha çok daha pahalı makam arabası kullanıyor, güzel insanlarımızın bir kısmı sefalet içindeyken...
Bunca haksızlığa dayanıyorsak veya onaylıyorsak olanları bizde de bir sorun vardır demektir...
Selam ile iyilik hayır dilerim...