Osmanlı'da,kediler ,köpeklere göre daha şanslı idi.Hazreti Muhammed 'in kedisi Muezza 'nın içtiği suyla abdest aldığı,uyuyan kedisini uyandırmamak için hırkasının eteğini kestiği rivayet edilir.Bir kadının eve kapadığı ,açlığa mahkum ettiği kedi yüzünden cehenneme gittiğine dair nakledilen hadis Müslümanların kedilere daha sıcak yaklaşmasına neden olmuştur .
Köpeklere gelince Osmanlı'da Türkler evlerinde köpek beslemezlerdi .Köpekler mahalle aralarında yaşarlar ,yaşadıkları mahalleyi kendilerine mülk edinirlerdi .O mahalleye başka bir mahallenin köpeğinin girme şansı yoktu .
İlk köpek techiri 1.Ahmed'in sadrazamı Nasuh Paşa zamanında olmuştur.Ama asıl techiri köpekler 11.Mahmudg döneminde yaşamışlardır.Istanbul.sokaklarında dolaşan köpek sayısı 50 binlere ulaşınca 11 .Mahmud köpekleri bir gemiye doldurarak Sivri Adaya gönderdi .Ancak yolda fırtınaya yakalanan gemi köpeklerle birlikte sahile vurunca bu trajik olay halk arasında hayırlı olmayan yorumlara neden oldu 11.Mahmut 'un müneccimlere danışmadan bu işe karar verdiğinı mutlaka ülkenin başına bir bela geleceği dedikodusu yayılmaya başladı.Netekim Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın oğlu İbrahim Paşa'nın Kütahya önlerinde boy gösterip sarayı tehdit eder hale gelişinin nedenini.köpek techirine ,onların intizarına bağladılar.
Abdülaziz döneminde de gemilere doldurulup Sivri Adada zorunlu iskana tutulan(Techir) köpeklerin feryatlar İstanbul sokaklarından duyulmaya başladı ,bu ara çıkan yangınlarla İstanbul ateş çemberi içinde kalınca uğursuzluğu gidermek için Sivri Adaya bırakılan köpekler toplatılıp gemiye konularak tekrar İstanbula getirildi .
İstanbul sokaklarında köpek sayısı her 40 veya 50 bine ulaştığında köpekleri yok etmenin çareleri aranmış itlaf(Toplu öldürme ) yoluna pek gidilmemiş Genellikle tehcir yoluyla olayın çözümüne gidilerek köpekler toplu halde kimsenin yaşamadığı adalarda ölüme mahkum edilmiş .İstanul halkı ,salgın hastalıklarının,depremlerin,yangınların nedenini köpek techirlerinin altında yatan uğursuzluklar olduğuna inanmıştır .Sözün kısası ,halk ne köpeklerle ne köpeksiz yaşamaya razı değildi.
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü olarak her yıl kutlanıyor .Küçük dostlarımızın olmadığı doğada ınsanoğlu da olmayacaktır Yok ettiğiniz her canlıda ,kirleterek yok ettiğiniz doğanın her santiminde bitiş noktasına doğru hızla ilerlediğimizin kaç kişi farkında acaba? Bize düşen görev ,her günü 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü gibi algılayıp çevremize doğa ve hayvan sevgisini verebilmek olmalıdır .Unutma insan sevgisi hayvan sevgisi ile başlar .
(1) Tehcir :Zorunlu göç ,zorunlu iskan