Seçimlere iki haftadan az bir süre kala seçmenlerin oy kullanımındaki davranışlarının başında ekonomi geliyor. En temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale gelen insanımızın enflasyon karşısında gelirleri sürekli azalıyor. Üç rakamlı enflasyon karşısında ezilen, iş bulamayıp evine ekmek götürmekte zorlanan, ucuz gıda satan dükkanların önünde uzun kuyruklar oluşturan insanımız en azından bu kötü gidişata dur deme şansını 14 Mayıs günü sandıkta yakalamıştır.  
Bu durumun farkında olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıldır ülkeyi her alanda iflasa sürükleyen kendileri değilmiş gibi şapkadan tavşan çıkarmak için çırpınıyor. Erdoğan bu tabloyu ‘mega projeler, doğal gaz' gibi söylemlerle perdelemeye çalışıyor. Tencere tava hep aynı hava. Yoksulluk her geçen gün hissedilir şekilde artıyor. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Güneşi balçıkla sıvama olasılığı yok. 15 Mayıs sabahı yepyeni bir umutla gözlerimizi açıp bahara merhaba diyeceğiz. Şüpheniz olmasın.
GECE MEZARLIKTAN GEÇERKEN TÜRKÜ SÖYLEYENLER
Evimizin yolu Selçuklular'dan kalma bir hanın önünden geçerdi. Hanın hemen önünde bir mezarlık vardı. Handa konaklayanlar arasında ölenlerin defnedildiği bir mezarlık… Kimsesizler mezarlığı gibi. Bayramlarda bile ziyaretçisi olmazdı. Gecenin karanlığında bu mezarlıktan geçerken korkardım. Nasıl korkmam? Sağ tarafımda, karanlıkta ağzı ejderha gibi açılmış han kapısı. Sol tarafımda mezarlık.
Mezarlığa yaklaştıkça adımlarımı sıklaştırır, sesli sesli bildiğim duaları okumaya başlardım. Son sürat ile mezarlığın içinden geçerek bir an önce oradan uzaklaşarak eve ulaşmaya  çalışırdım.
İstifa etmeleri gerekirken seçim kampanyalarını Adalet Bakanı olarak sürdüren Bekir Bozdağ ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun söylediklerinin demokrasi ile bağdaşır bir yanı var mı?
"Millet İttifakı’na giden her oy teröre nefes olur. Büyük Türkiye'nin yürüyüşüne sekte vurulur." 
Millet İttifakı’na oy veren her seçmeni terör destekçisi gibi görmek, hangi psikolojik korkunun sonucu acaba? 
Öte yandan, seçimi bir "darbe girişimi ve "bütün birikimini ortaya koyarak dokunduğu her şeyi harekete geçirmek"ten söz eden bir İçişleri Bakanı var.
Seçimi bir darbe girişimi olarak tanımlayıp, 15 Temmuz ile paralellik kurarak bunu ülkenin beka sorunu olarak işaret eden, seçim güvenliğinden sorumlu İçişleri Bakanı’nın söylediklerine bakar mısınız?
Enseyi karartmaya gerek yok. Bu duyduklarınız iktidarı kaybedeceklerini anlayanların korkuyla attıkları son çığlıklar. 
Tıpkı gece karanlığında mezarlıktan geçenlerin korkudan  çıkardıkları sesler gibi.