Aralık ayı soğuk algınlığı, nezle ve grip ile birlikte geldi demek mümkün. Grip mevsimi veya hastalık dönemlerinde, insanlar genellikle bağışıklığı artırdığına inanılan bazı yiyecekleri veya vitamin takviyelerine yöneliyorlar. Sizce bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için sadece bu besinleri tüketmek yeterli midir? Eminim ki siz de hastalık dönemlerinde bağışıklık sistemini desteklemek için elinizden geleni yapıyorsunuzdur. Bağışıklık sisteminin özellikle tek bir besinden etkilenmediğini hatırlayın. Vitamin ve mineralleri içeren dengeli bir diyet, yeterli uyku ve egzersiz, düşük stres gibi sağlıklı yaşam tarzı faktörler vücudu enfeksiyon ve hastalıklarla savaşmak için hazırlar. Peki ya kaçınmamız gerekenler? Gelin bağışıklık sisteminizi olumsuz yönde etkileyebilecek faktörleri hatırlayalım.

Bol C vitaminine gerek var mı?

Grip mevsiminde bağışıklığı güçlendirmek denince akla gelen ilk vitaminlerden biri C vitamini. Bu dönemlerde genellikle C vitamini fazlasıyla alınır, fakat hatırlatmak istediğim bir bilgi var. Yağda eriyen vitaminlerin aksine, C vitamini gibi suda çözünen vitaminleri vücudumuzda depolayamayız ve fazlasını idrarla atarız. Fazlaca tükettiğimiz C vitamininin, vücudumuza başka etkileri de olabilir. Fazla C vitamini alımının en yaygın yan etkisine sindirim problemlerini örnek verebilirim. Özetle aşırı takviye almak ya da sınırsızca meyve tüketmek hastalıklara karşı sizi korumaz. Günlük almanız gereken beş porsiyon meyve sebze tüketimiyle C vitamini ihtiyacınızı karşılayabileceğinizi unutmayın. Yeterli meyve tüketiminiz yoksa hekim kontrolünde takviyeden faydalanabilirsiniz.

Uykusuzluk ve yorgunluktan kaçının

Kaliteli ve yeterli uykunun güçlü bir bağışıklık sistemi ve sağlıklı bir yaşamın en önemli parçalarından biri olduğunu unutmamak gerek. Uyku, vücut için bir yenilenme süreci, bu süre boyunca enfeksiyonla savaşan birçok sitokin türü salınır; yetersiz uyku bu sitokinlerin ve diğer bağışıklık hücrelerinin miktarını azaltır. Journal of the National Sleep Foundation’da yayınlanan çalışma özellikle gençler için (18-25 yaş arası) altı saatten daha az ve 11 saatten daha çok uykuyu önermiyor. Yine 25-65 yaş arası bireyler için de belirlenen alt sınır 6 saatken üst sınır 11 saat. Uyurken uyuduğunuz ortamın karanlık olmasına özen gösterin. 

Fazla kilolarınız varsa dikkat!

Yağ dokusu, vücutta iltihaplanma süreçlerini destekleyebilen adipositokin üretiminde rol oynar ve bu süreç bağışıklığınız üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Yapılan birçok çalışmada obezite aynı zamanda influenza gibi birçok virüs için bağımsız bir risk faktörü olarak da belirtiliyor. Yetersiz beslenmenin veya bir veya daha fazla besinin eksik olduğu bir diyetin, bağışıklık hücrelerinin ve antikorların üretimini ve aktivitesini bozabileceğini de unutmayın.

Erkekler egzersize yakın olmalı

Yapılan çalışmalar şekerin ve şeker içeren gıdaların, içeceklerin sağlığa olan olumsuz etkisini ortaya koyuyor. Çok fazla şeker ve rafine edilmiş karbonhidrat tüketimi, vücuttaki yüksek inflamasyonun yanı sıra insülin direnci ve kilo artışıyla da ilişkili. İlave şeker içermeyen, katkısız, koruyucusuz, renklendiricisiz alternatifler her zaman ilk tercihiniz olsun. Konu ile ilgili bu ay Endocrinology dergisinde yayınlanan bir araştırma, yetersiz aktivitenin ve artan şeker tüketiminin erkek ve kadınlardaki etkilerini incelemiş. Araştırmacılar, kısa süreli yaşam tarzı değişikliklerinin kan damarlarının insüline verdiği yanıtı bozabileceğini belirtiyor. Hareketsiz yaşam tarzı ve şekerli beslenmenin erkekler için daha zararlı olduğu da belirtiliyor.