Biliyorum zor iş bu hikâyeleri yazmak ve anlatmak... Emine deniz yürekli 33 yaşında engelli güzel bir kız... Birçok bedensel hastalıkları yanında görme engelli... Lise mezunu ve okumaya sevdalı, ama istediği gibi okuyamıyor...
Aslında yazacaklarım yalnız Emine’nin hikayesi değil, Emine gibi binlerce engelli kızın hikayesi,seslerini kimselere duyurmayan duyurmak isterken yardım görmeyen...Ne yazık çok eskilerden beri hep bu hikayeler bu mağdur kızlar hep varlar, ve aslında yeterice görülmediler dinlenmediler, bunu yeniden bir daha öğrendim Emine’nin hikayesinin peşinde koşarken...
Mesela siyasi partilerin hepsinin aynı duyarsızlık içinde gördüm, biz size döneceğim deyip te asla dönmeyen... Hele bazıları sözleri ile duruşları ile ben bütün yetkilere sahibim der gibi bir tavır içindeler... 
Üzülerek söylüyorum çoklarını etkilemiyor hikâye sahiplerinin durumu içimizden bazılarımızın... Kendilerini söz ve yetki sahibi olarak gördüklerimiz duvar oluyorlar sanki...
Hep acı yazılmıştır hikâyesi kızlarımızın bu ülkede... Doğrusu seslerini duyanlar bile doğru dürüst duymamıştır... İçimizden bazılarının keyfi kaçacak ama yasalar kanunlar kanun yapıcılar genelde Eminelerin Oyaların Eliflerin, Aleyhine yazılmıştır...
Hele bir de yoksulsan,  çaresizsen ahalinin deyimi ile arkanda kimsen yoksa, daha acıdır hikayelerin içinde var olan gerçekler...
Yaz yaz bitmeyen hikayeler, ama içi hep acı ve çaresizlik dolu...
Neyse... Ben yazıya konu ettiğim Emine’nin hikâyesini anlatayım dile getirmeye çalışayım da siz de duyun hiçbir şey söylendiği sanıldığı gibi yürümüyor ülkede...
Emine’nin hikâyesi üstüne araştırma yaparken bir daha gördüm bazı insanlara hiç açılmıyor kapılar... Kimse sormuyor derdin ne diye, elimizden geldiğince yardımcı olayım diye...
Kimi kişiler yani devlet memuru dediklerimizi kast ediyorum, elindeki akıllı telefon ile oynamaktan insanın yüzüne bile bakmıyorlar, bir ayağın öteki ayağının üstünde...
Bunlara neden söylenmez öğretilmez, bu ülkenin her bir bireyinin değerli ve kıymetli olduğu...
Emine engelli maaşı istiyor ve bu benim hakkım diyor..Ama Emine’nin babasının üstünde tapular görünüyor,birinde kendi oturuyor birinde  evli olan oğlu...Bir de  yayla evi gibi bir şey yapmış kendine,ama emekli falan değil...Evin giderleri Bağkur emeklisi olan annenin maaşı ile karşılanıyor, ve anne haftanın üç günü hastaneye gitmek durumunda çünkü hasta...
Emine’ye deniyor ki,senin babanın tapuları var...Emine diyor ki tamam da babamın o tapulardan bir geliri yok ki, kendi parası da yok..Annemin maaşı ile ayakta kalan bir aileyiz...Ama ben hiçbir ihtiyacımı alamıyorum,hiçbir özel ihtiyacımı karşılayamıyorum, ben ne yapayım?
33 yaşındayım kimden para isteyip de ihtiyacımı alayım, Babamdan 20 lira isterken bile canım acıyor ve Babamın üzüldüğünü görmek ayrı bir hüzün... Zira biliyorum onunda parası yok, hem neden ben Babamın eline bakmak durumundayım engelli bir kız olarak...
Mesela Emine bize sorsa “sahi ben ne yapayım?” diye verecek bir cevap var mı? Yasalar 18 yaşından sonra çocuklar kendi hayatlarını seçer, anne baba karışamaz denirken, neden Emine Babanın üstüne bırakılmak istiyor?
Konu uzun yazmaya sormaya söylemeye devam edeceğiz, tabi duyan olan olursa... Duymasalar da dillendirmeye devam...