Bazı insanımız doğuştan, bazı insanımız ise bir ömrünü verip, üyük imkânlara sahip olurlar. 

Hayal etmediklere zaferlere imza atarlar.

Bir süre sonra zafer sarhoşluğu içinde…

Sahip olduklarının değerini bilmeden, geldikleri yerleri unutarak acımasız vefasız olurlar.

Güç aslında onları değiştirmez, gerçek yüzlerini ortaya çıkarır.

Zaman geçer anlamsız hayatlarına anlamsızlıklar katarlar.

Neyi neden yaptıklarını bilmeden bir ora, bir ora koşar dururlar.

Gün gelir, geriye dönüp baktıklarında, hayatlarına bir anlam yükleyemediklerini görürler.

“Ben ne yaptım” derler.

İşte bu yazı bu tür bir insanın kendisi ile iç hesaplaşmasıdır. 

Çok uzun süredir malın sahibi olmak.

Bir avuç mutlu azınlık olmak…

Doğuştan şanslı olmak…

Seçilmiş olmak..

Özel olmak…

Akıllı olmak…

Ne kadar zor sen bilir misin?..

Kime selam vereceğin,

Kiminle iki laf edeceğin,

Kime güveneceğini bilememek.

Ne kadar zor sen bilir misin?

Her şeyin sahibi iken, hükmederken,

Kimin imkân sahibi yapılacağı,

Kimin göz ardı edileceğine karar vermenin,

Ne kadar zor olduğunu sen bilir misin?

Herkes  bana muhtaç iken,

Gönül almayı bilmeden,

Onlara hadlerini bildirirken, 

İnsanların kaderini belirlerken, 

Ne kadar güzeldi her şey….

Ne oldu anlayamadan birden her şey değişti.

Kimse benim değerimi bilmez oldu.

Kimse bana bir şey sormaz oldu. 

Kontrolü kayıp ediyorum galiba…

Hiç bir şey eskisi gibi değil.

Bunun sonu nereye varacak?   

Tanımadığım bilmediğim bu insanlar kim?

Nerden geldiler?

Nasıl olup da bu kadar güçlendiler?

Kendilerini bu kadar nasıl geliştirdiler? 

Nasıl olup da bize kafa tutar hale geldiler?

Her şey nasıl oldu da göz açıp kapayana kadar değişti?

Hiç bir şey anlayamaz  oldum…

Eskiden ne güzeldi, her şeyi bilirdik,

Her şeyin kararını veriyorduk, 

Nerde hata yaptık?

Neyi atladık acaba?

Neden böyle oldu?

Bundan sonra ne olacak?

Bu gidişatı nasıl durdurabilirim?

Her şey eskisi gibi olacak mı?

Geçmişi özleyip hesaplaşmaktan çok yoruldum…

Artık herkesle savaşmak yerine,

Umutsuzluğa kapılmadan,

Belki yeni bir sayfa açmalıyım…

Belki devir değişti.

Değişmeyen belki benim. 

Alışkanlıklarımı bir tarafa bırakıp, 

Malın sahibi gibi değil de,

Malın ortağı gibi hareket etmeliyim. 

Bundan sonra zamanımı değerli olanlarla geçirmeliyim.

Daha fazla şey kaybetmeden, bildiklerimi gücümü onlarla paylaşıp…

Çok geç olmadan…

Hepimizi mutlu edecek ortak çıkarlarımızı gözetecek bir gelecek için bir şeyler yapmalıyım…

Tabi ki bu iç hesaplaşmada mutlu son var.

Tersi ise bir hesaplaşma olmaz, ancak acizliğine kılıf bulmak, kendini haklı çıkarmak olurdu.

Bu olgunluğu göstererek iç hesaplaşmasını yapacak...

Toplumsal çıkarımızı hayatımızın ortasına koyacak…

Her şeyin paylaşarak daha da güzelleşeceğini idrak edecek…

Milli ve evrensel değerlerimizi kendisine rehber alacak…

Onu yaşamımızın parçası haline getirecek,

İnsanımızın giderek artmasını temenni etmekten öte,

Ne yapabiliriz?..