Yasalardaki cezaların amacı ne?
Suçu engellemek.
Suç nasıl önlenir?
Cezaların caydırıcı olmasıyla.
Cezalar caydırıcı olmazsa suç oranı doğal olarak artar.
Adam onu bunu bıçaklayıp yaralıyor.
Adam gasp yapıp adamı darp ediyor.
Adam kadını defalarca bıçaklıyor.
Adam hırsızlık yaparken yakalanıyor.
Adam dolandırıcılık yapıyor.
Tüm bu olayları bir kadın da yapabilir ama biz örnek vermek için adam dedik.
Şimdi.
Bu olayları gerçekleştiren suçluları güvenlik güçleri büyük bir uğraş sonrasında yakalayıp, adliyeye sevk ediyor.
Sonra ne mi oluyor?
Tabi ki hepsi değil, bazıları.
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyorlar.
Bunu duyan vatandaşlar hatta ben de bu ne biçim iş diyerek yargıyı yargılamaya kalkabiliyoruz.
Tabii burada suçlu yargıçlar ya da savcılar değil, eğer tepki gösterilecek, eksik görülen bir şey varsa, bunun sorumlusu yasalar.
Yargıç yasayı uyguluyor.
Demek ki, kimi suçların cezası caydırıcılıktan çok uzak.
Adam karısını tehdit ediyor.
Dövüp sövüyor.
Kadın şikayette bulunduğunda, adama uzaklaştırma cezası veriliyor.
Peki.
Suç işlemeye niyeti olan biri uzaklaştırma karırını dinler mi? 
Bana göre dinlemez.
Zaten dinleyen de yok.
Bu anlamda en saçma olan bir konu ise şöyle.
Adam 17 yaşındayken, hatırımda kaldığıyla, 16 yaşındaki kardeşini mi, arkadaşını mı birini öldürüyor. 
Uyuşturucu bağımlısı da olan bu katil yıllar sonra cezaevinden izinli olarak çıkıp anne ve babasını da öldürüyor.
Adam katil.
Uyuşturucu bağımlısı.
Buna nasıl izin verilebilir.
Bu tür mahkumlara verilen izinler yüzünden bir çok mahkum izinli çıktıklarında hasmını öldürüyor.
Gencecik çocuklar hırsızlık yaparken yakalandıklarında utanmaktan çok, pişmiş kelle gibi sırıtıyorlar.
Zira.
 Kısa bir süre yattıktan ya da hiç yatmadan ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşıyorlar.