Erdal İnönü evinin salonunda kitap okumakta. Eşi Sevinç Hanım ise, mutfakta ev işleriyle uğraşmakta. Birden Sevinç Hanım çığlık çığlığa, "Erdal fare var" diyerek bağırmaya başlar. Erdal Bey’den bir ses gelmeyince telaşla salona girerek, "Erdal mutfakta fare var" deyince, Erdal Bey sakince kafasını kaldırarak,
-    “Banane Sevinç, ben kedi miyim?” yanıtını verir.

6 Haziran 1926 yılında doğan Erdal İnönü ilk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik ve Matematik Bölümü’nden mezun olduktan sonra burs kazanarak Amerika'ya gitti. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından 1983 yılında siyasi faaliyetlerin yeniden serbest bırakılmasıyla birlikte Prof. Erdal İnönü akademik faaliyetlerini bir yana bırakarak Sosyal Demokrat Parti’nin (SODEP) kurucuları arasında yer alır.

Gençliğinde hiç sıcak bakmadığı politikaya yıllar sonra neden girdiğini soran gazeteciye, "Ülkemi benden daha kötüler yönetmesin diye" karşılığını verir. SODEP ile Halkçı Parti’nin birleşmesinde büyük rol oynayan Erdal İnönü iki partinin birleşmesi sonucu doğan Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin (SHP) genel başkanı olur. 1986 ara seçimlerinde İzmir milletvekili olarak meclise girer.
SHP Genel Başkanlığı döneminde diğer sol parti liderleri ile birlikte bir restorana giderler. Garson siparişleri almak için gelir: "Bir şeyler almak ister misiniz efendim?" der. Erdal Bey atılır: "Teşekkürler biz birbirimizi yiyeceğiz.”

Erdal İnönü seçim otobüsünün üstünde otobüs ağır ağır miting alanına doğru ilerliyor. O anda yol kenarında alkışlayanların arasından birisi seçim otobüsünün önüne atlar. " Ölürüm yoluna" diye haykırır. Erdal Bey otobüsün üzerinden bağırır: "Dur ölme, bir oy bir oydur."

Sayın İnönü dürüstlüğü ve mütevaziliğiyle siyasete damga vurmuş biridir. O yıllarda İnönü için halk arasında, "İyi güzel de birader, çok dürüst" denirdi. Dürüst siyaset adamı olması seçmen arasında bir kusur gibi görülürdü. Bir gün gazetecinin birisi, "Sizin için  Norveç'te Başbakan olabilir diyorlar" der. 

- “Çok teşekkür ederim. Herhalde Türkiye’de bu işleri beceremezsin demek oluyor” diye cevap verir. 

Kürsüde yumuşak sesle hitap eder, cazgırlık bilmezdi. Bir gün SHP milletvekilinin birisi, “Başkanım kürsüye çıkınca yumruğunu masaya vur. Biz parti olarak şöyle yaparız, böyle yaparız diyerek gürle. Bak sayın Özal nasıl yapıyor. Erdal Bey kürsüye çıkar, kürsüye yumruğunu vurur. "Biz öyle bir partiyiz ki" der, devamını getirmez. Milletvekilini işaret eder, “Devamını bu arkada söyleyecek" der.

19 Şubat 1995’te SHP ile CHP’nin birleştiği genel kurulda partinin onursal başkanı oldu. 2001 senesinde Deniz Baykal ile ters düşerek siyasi hayattan çekildi. 31 Ekim 2007 tarihinde kan kanserinden Amerika’da öldü. Cenazesi Türkiye’ye getirilerek Zincirlikuyu Mezarlığı’nda ebedi istirahatgahına defnedildi.
Baki kalan bu kubbede bir hoş sadaymış.