Son günlerde yaşananlara bakınca, ülke devasa sahneye sahip bir açık hava tiyatrosuna benziyor. Sahnenin spotları iktidar partisinin ürettiği ‘Yalan Üretim Merkezi’ başlıklı animasyon… Sahnede oynanan oyunun adı, La Fontaine'den Masallar… 
*
La Fontaine, (1621-1695) Fransız Yazar. İnsanlar alemini hayvanlar alemine adapte ederek topluma mesajlar verir. 
*
Kümese müdür aranıyormuş, talip olanların hepsine bakmışlar. En gözü açık olarak tilkiyi seçip müdür yapmaya karar vermişler.’Kaç para maaş istersin’ diye sormuşlar.Tilki, "Valla gülmekten söyleyemiyorum maaşımı siz takdir edin "demiş. 
*
Ruhsar Pekcan hakkında ‘Emine Erdoğan’ın yakınıyım’ diyerek gümrük vergilerinden muaf eşya ithalatında bulunacağı ihbarı yapılıyor. 20 ay sonra Ruhsar Pekcan, gümrüklerden de sorumlu Ticaret Bakanı olarak atanıyor. Ticaret Bakanı olan Ruhsar Hanım, başında bulunduğu bakanlığın dezenfektan ihtiyacını kocası ile birlikte sahibi olduğu şirketinden fahiş fiyatla satın alıyor. Kendi şirketinden dezenfektan alımının ortaya çıkması ve muhalefetin bunun kanunsuz olduğunu dillendirmesi karşısında Ruhsar Hanım, "Her şey usulüne göre yapılmıştır" diyerek tüccar kafası ile geçiştirmek istiyor. Muhalefet yapılan bu açıklamalardan tatmin olmayıp, yüce divan yolunu işaret edince Ruhsar Pekcan, ülke ekonomisine yaptığı katkılardan dolayı Cumhurbaşkanı tarafından teşekkür edilerek görevinden alınıyor. Bakanlık görevinden alınmakla iş bitmiyor. Muhalefet hala Yüce Divan 'da yargılanması konusunda ısrarcı. Bakalım ne olacak? Bekleyip göreceğiz.
*
Her neyse biz La Fontaine'den masalları izlemeye devam edelim. Derenin üst tarafında su içen kurt, derenin alt tarafında su içen kuzuya seslenmiş: "Suyumu bulandırıyorsun… " Kuzu, "Sen suyun yukarısındasın. Ben senin suyunu nasıl bulandırırım?" Kurt, "Fark etmez bulandırıyorsun, üstelik sen geçen yıl anama küfretmişin!" Kuzu, "Ben geçen yıl daha doğmamıştım bile." Kurt, "Olsun kardeşin küfretmiştir!" Kuzu, "Benim kardeşim de yok." Kurt, "Çok uzattın ama amacım seni yemek!"
*
Amaç kuzuyu yemek olunca İmamoğlu’nun Fatih Sultan Mehmet Türbesi’ni ziyaret esnasında elleri arkasında bağlı tutmasını türbeye saygısızlık olarak gören zihniyet, yarın İmamoğlu evden önce sağ ayağı ile değil sol ayağı ile çıktı, Besmele çekmeden makam arabasına bindi, suyu şişesinden üç yudum yerine tek yudumda içti, sağ el yerine sol elle taharetlendi gibi konularda hakkında absürt soruşturmalar açabilir. İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybetmekle kalmaz, aklını da kaybeder! CHP’li Belediye Başkanlarının daha dikkatli olmaları tavsiye edilir.