Boru değil.
Yaş tam seksen.
Rakam olarak seksen oldukça fazla olsa da yaşam  anlamında, geçen bunca seneler sanki dün gibi.
Yıllar öncesini düşünüyorum da.
Eskiden köylülerin giyim kuşamı ile kentlilerin giyim kuşamı çok farklıydı.
Köylü kadınları eşarp takar, fistan giyerler, önlerine de ön bezi bağlarlardı.
Kent kadınları ise başı açık, süslenip püslenip güzel entariler giyer öyle dışarı çıkarlardı.
Şimdi mi?
Şimdi kentler giderek köylüleşti.
Kentli kadınlar da giderek kapanıyor.
Kapanma bir yana.
Kara çarşafa bürünenler bile var.
Alanya’nın kırk derecelik sıcağında bile entari üstüne manto giyip, kafalarını sarıp sarmayanlar var.
Türban giderek modaya dönüşmeye başladı.
Dinsel anlamda inanca bağlı bir örtünme olması bana göre imkansız. 
Kitapta, örtünmeyle ilgili olarak, edep yerlerinizi kapatın diyor.
Peki.
Kadınların edep yeri saçları mı da kadınlarımız ve kızlarımız kafalarını sarıp sarmalıyorlar?
İşin en komik yanı ise.
Yaşı benim gibi seksenleri geçmiş, kocakarıların her yerlerini örtmeleri yok mu bana çok ilginç geliyor.
Belki de onlar, buruş, buruş olmuş yüzleriyle dökülmüş saçlarının görünmemesi için örtünüyor olabilirler.
Eğer bu yüzden kapanıyorlarsa diyecek lafım olamaz!
Bırakın beş on yılı, elli yıl önce bile kadınlarımızın çoğunun başı açıktı.
19 yıldır Erdoğan bizi şöyle ya da böyle yönlendirip duruyor.
O yetmiyormuş gibi, 
Emine hanım da rol model olarak kadınlarımıza örnek oluyor.
Bana göre.
Türban modasının en önemli öncülerinden birisi Emine hanım.