Dünyada, ülkemizde; olup bitenleri anlamakta zorluk çekiliyor. Savaşlara önce göz yumulup, on binlerce ölüden sonra barış arayışları, yangınlarda ölüler, kazalar, cinayetler, tacizler, aile içi şiddetler. Haberlerde sıradan olaymış gibi, her saat başı duymaya başladık. Bunların sorumlusu sonuçta insanlar. Suçsuz, kusursuz ve çaresiz insanların zarar gördüğü hatta canlarını verdikleri olaylar.
Sabah kalktığımızda sayabileceğimiz çok sayıda olumsuz örnek aklımızdan gitmiyor. Hayatın olağan akışına odaklanmak yerine; olumsuzluklar ihtimallerini düşünürken güne odaklanılmıyor.
Peki; neden? Bu zarar gören insanların suçu ne, suçlu veya kusurlu kim? Neden hep masum insanlar zarar görüyor? Neden huzurla sabah evden çıkamıyoruz. Olaylara bakıldığında; dünyada kendisi ve çevresi ile güç olmak isteyen devletlerle onların destekçileri.
Kişisel suçlarda ise; bilgisizlik, eğitimsizlik, ihmal ya da birilerinin para, mal-mülk hırsından dolayı görev ve sorumlulukların yerine getirilmemesi. Bunların hepsinin başı insanlar. Artık dünya çok küçük. Ülkeler arası sosyal, ekonomik ve eğitim alanlarında içli dışlı hale gelindi. Olaylar nerde yaşanırsa yaşansın, az veya çok herkes etkileniyor.
Ülkemizde insanlarımızın huzuru, mutluluğu can güvenliği, yaşam hakkı için ne yapılabilir konusunda; çok iyi düşünülüp, ona göre tedbirler ve projeler üretilmeli. Yaşanan olumsuzluk içeren kazalar ve olaylarda; insan faktörünün ön plana çıktığı görülüyor. Her alanda insanlarımızda; eğitim ve farkındalık gerekir.
Görevlilerde; bilgi, beceri, alanında eğitim, görev donanımı, ama hepsinden önce dürüstlük ve tarafsızlık gerekiyor. Görevlilerde liyakat, alanında uzman olması ön planda tutulmalı. Her alanda çalışanın, insan olduğunu ve görevinin özünde; insanlığa hizmet etmek var olduğunu unutmamalı.
Kazalardan ve olaylardan sonra her iki tarafta da haklılık savunmaları, olayların sebep ve sonucu ile ilgili düşünceler kafaları karıştırıyor. Yerelde ve genelde yetkililer; siyasi tavır yerine halkın hizmetinde olduğu ve halka karşı sorumluluğunun bilinci ile hareket ederek; insanlarımızın kafa karışıklığı giderilmelidir.
Devletimizi, milletimizi seviyorum, insanları seviyorum. Sabah kalktığımızda, herkesin bulunduğu her yerde; huzurla ve güvenle, güne başlama sevincini yaşaması dileklerimle.