Çocuklar gördükleri her şeyi ama her şeyi isterler.Onların istediği her şeyi yapmak neredeyse imkansızdır. İstedikleri şeyleri aldırmak için devamlı olarak ağlarlar alıncaya kadar bu zaman zarfında ağlama dereceleri çoğaldıkca çoğalır. Eğer biz bu ağlamalara kanarsak bilin ki çocuklarımız bize her şeyi aldırırlar. Bide biz ebeveynlerin yaptığı diğer hatalar çocuklarımız aman zarar görmesin aman yapmasın demelerimiz. Çocuklarımız deneyerek en doğru seçimi öğreneceklerdir bize düşen görev ise her zaman onların yanında olmak. Uzmanlar araştırmış ve çocuklarımız ne ister diye 6 temel yanıt bulmuşlar. İşte 6 temel yanıt;
1.Dokunulma: Bir bebek ve çocuk gördüğümüzde hemen kucaklamak veya başını okşamak isteriz. Çünkü bu içten gelen bir duygu olduğu için hemen kollarımızı açar, gülümser, tiz bir sesle konuşmaya çalışırız. Bir araştırmaya göre yaşama iç güdümüz için günde en az 4 kucaklaşmaya ihtiyacımız var. Çocukların duygusal gelişimin sağlıklı olması için en az 8, gelişiminin her yönüyle sağlıklı olması için günde en az 12 kez kucaklaşmak gerekliymiş. Bu durumda “Aman kucağa alışmasın” diyenleri duymamak en iyisi galiba.

2.Güven: Anne-babalar olarak üzerinde durulması gereken en felsefi ve evrensel temel... İlk 18 ay, anneye güvenli bağlanma dönemi olarak geçiyor. Gelişim psikologları, güvenli bağlanan çocuğun annesi varken de yokken de rahat olup, etrafı keşfetmeye istekli olduğunu söylüyor. Kaygılı bağlanan çocukların ise ara ara oyuna dalsa da, dikkati kapıda veya dışarıdan gelen seslerde olduğunu, bu durumun okul çağında sık rastlanan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna varıncaya kadar çeşitli sorunlara neden olabileceğini araştırmalarda yer alıyor. Kaygının nedenlerinden biri ise çocuğa fark ettirmeden evden ayrılmak olarak gösteriliyor. Çalışan annelere minik tüyo; 1. Çıkarken çocuğa haber verin. 2. Sıkı sıkı sarılıp öpün. 3. Kaçta geri geleceğinizi söyleyin(Ne olduğunu tam olarak anlamasa da güven verir). 4. Ayrılık anını çok kısa tutun. 5.Pencereden size el sallamasını isteyin. 6.Geleceğinizi söylediğiniz saate sadık kalmaya çalışın.

3.Düzen: Beslenme, uyku, oyun/eğitim, aileyle birlikte vakit geçirme gibi temel noktaları düşünelim. Bunların hepsinin 24 saat içinde belirli bir rutine bağlı olarak gerçekleştirilmesi çocukların üstün yararına olup, biz ebeveynlerin en büyük sorumluluğudur. Bu konuda en pratik ve en güzel çözümleri Tracy Hogg’ un E.A.S.Y yönteminde bulmuş ve kullanmıştım. E= Eat (Beslenme), A=Aktivite, S=Sleep (Uyku), Y=Your Time (Sizin zamanınız) Pratik bir sistem. Düzen konusunda ebeveyn disiplinliyse çocuk disiplin kavramını aynen aileden kopyalıyor. Bana kalırsa bu konuda disiplinli olması gerekenler ebeveynler. Ebeveyn düzen sağlama konusunda disiplinli olursa bir çok şey yolunda gidiyor, besbelli.

4.Sosyalleşme İlk aylardan itibaren bebeklerin en çok hoşuna giden konulardan biri. Yeni doğan bir bebeğin babasının ve evdeki diğer aile üyelerinin sesini ayırt ettiği saptanmış. Bebeklikten itibaren çocuklar eve gelen misafiri, dışarıya çıkmayı, parkları, gezmeye gitmeyi çok severler. 2 yaş dönemine doğru düzenli oyun gruplarına katılmasını ve arkadaş edinmesinin gelişimsel bir ihtiyaç olduğu ve benliğini tanıyarak insan ilişkileri konusunda bilgi ve deneyim sahibi olmasını sağladığı söyleniyor. Ayrıca akraba ziyaretleri, aile dostlarıyla zaman geçirme, çeşitli aktivitelere katılma, farklı etkinliklere dahil olma çocuk için en büyük doyumlardan bir tanesi olarak düşünülebilir.

5.Duygusal uyarım(acı, neşe vb fark etmez) Biz duygularını anlatmayı seven bir toplumuz. Ancak karşımızdakinin duygularını anlamaya gelince konuyu kısa keseriz. Geçer, bir şey olmaz, boş ver, takma… Bunların hiçbiri duyguların fark edildiği ve anlaşıldığımız anlamına gelmez. Tam tersi yönde bir etkisi vardır. İşte bu nedenle çocuğun duygularını fark ettiğimizi ve anladığımızı ona göstermek belki de çocuk yetiştirmenin en önemli konularından birisi. En önemlisi zor anlarında anladığımızı ifade etmektir. Düştüğünde “acıdı, şu an çok acıyor”, kızdığında “şu an çok kızgınsın” gibi yaklaşımlar gerilimi dağıtacaktır. 2 yaş çocuğunda çok işe yarar. Tabi en az 10 defa aynı cümleyi tekrar etmek gerekebilir.

6.Kendini değerli hissetme: Her çocuk biricik olduğunu bilmek ve hissetmek ister. İstek ve ihtiyaçları ile en kısa zamanda ilgilenme ve gereğini yerine getirmek çocuğun kendini değerli hissetmesinin en önemli nedenlerinden birisi. Çocuk hastalandığında doktora götürmeyi ve iyileşmesi için gerekeni yapmayı ilk örnek olarak gösterebiliriz. Aynı zamanda uzman görüşüne göre; duygularını anladığımızı yansıtmak, onu dinlemek, hata yaptığında veya uygun olmayan bir davranış sergilediğinde gururunu incitmeden onu uyarmak çocuğun kendini gerçekten değerli hissedeceği ve bunu sorgulamaya gerek dahi duymayacağı anlamına geldiği söyleniyor.