Tam 2 yıl oldu, Aramızdan ayrılarak bırakıp da gideli. Ama inan hiç aklımdan çıkmıyorsun anne. Sanki yokluğunu  hissetmediğim gün yok gibi Ruhuna Fatihalar okuyup gönderiyorum geceleri. Ama bütün bunlar yetmiyor, Hasretin hiç bitmiyor,       Seni çok özlüyorum anne. Bana “Kızım, sen benim şah damarımsın” derdin, Meğerse bizim şah damarımız senmişsin, Tam kırk bir yıl bize hem analık hem babalık ettin, Bizleri hep iyilikle, güzellikle yönettin. Verdiğin yoğun emeklerle. Hepimizi birer adam ettin.    

Babam giderken sana emanet etmişti bizleri, Peki ya sen bizi kime emanet edip de gittin? Meğer büyük orkestranın şefi senmişsin anne, Aslında ben bunun böyle olduğunu bilirdim. Çünkü bozulan telleri hep sen akort ederdin. Şimdi her saz ayrı telden çalıyor, Hiçbirinin akordu diğerine uymuyor. Sakın sen bunları düşünme anne, Alışıyoruz artık bizler de bu düzene. Belki merak edersin diye bizleri, Sana buralardan biraz haber vermek istedim. Yoksa yakınmak falan değildi derdim. Sen de bilirsin ki bitmez bu dünyanın sorunları, Boşa koyarsın dolmaz, doluya koyarsın almaz, Hiçbir şey insanların istediği gibi olmaz, Ve bu dünya hiç kimseye de kalmaz Düşünme artık bizleri ve buraları, Atmış sekiz  yıl saçını süpürge ettiğin yetmez mi bizim için? Yetmez mi yıllar yılı bu dünyada çektiklerin, Artık, bir çoğu orada özlediklerinin. Boş ver, aldırma bu yalancı dünyaya  Otur, sohbet et, melekleri topla da başına Hiç olmazsa orada olsun rahat yaşa Hala “aklım sizde mi” diyorsun, N’olur düşünme artık buraları, boş ver be anne.  Evet  anne, seni çok özlüyorum Ama yazdıkça bunları ve boşalttıkça kafamdakileri  Birazcık olsun gideriyorum özlemimi. Hep senden söz ettik, peki babam nasıl iyi mi? Onu da çok özledim, tıpkı senin gibi. Mübarek ellerinden öpüyorum anne,  Babama, abime, dedelerime, büyük annelerime, Dayılarıma, amcama, halama,  Yengelerime ve eniştelerime Selamlarımı ilet, ellerinden öptüğümü söyle Seni sevmeye devam edeceğim anne. Kavuşacağımız günü sabırla bekle.