Teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayatımızı kolaylaştıran mobil iletişim araçlarından ilk akla gelen telefonlardır. 12-18 yaş ergen gruplarıyla çalışırken sıklıkla karşıma çıkan bir konudur. Akıllı telefonlar, içinde bulundurduğu uygulamalarla gerek iş olarak gerekse sosyal hayatımızı derinden etkilemeye başlamış ve vazgeçilmeyen bir unsur haline gelmiştir. İstediğimiz an dünyanın bir ucuna tek tıkla gidebiliyor, istediğimiz dizilere, filmlere erişim sağlayabiliyoruz. Kısa bir araştırma ile birçok bilgi elde edebiliyoruz. Akıllı telefonlar hayatımız kolaylaştırırken yoğun ve kontrolsüz kullanımda pek çok soruna neden olmaktadır.
 Telefonunuzdan ne kadar uzak kalabiliyorsunuz? Telefonunuza ulaşamadığınızda neler hissediyorsunuz? 
    Nomofobi, telefonsuz kalma, şarjı bittiğinde veya iletişim bağlantısının kesilmesi durumunda kişilerin yaşadığı korku durumudur. Araştırmalar Nomofobi durumu yaşayan kişilerin telefonlarına ya da mobil cihazlara erişemediklerinde depresif bir ruh haline büründüklerini gözlemlemişlerdir. Ayrıca telefon yanlarındayken devamlı bir şekilde kontrol etme dürtüsünü ortaya çıkardığını ifade etmişlerdir. Başka bir araştırmada Nomofobi, gençlerin fiziksel ve zihinsel olarak olumsuz yönde etkilendiği, uyku bozukluğu, dikkat eksikliği, stres, yabancılaşma, parmak yapısının bozulması, yorgunluk ve kaygı gibi olumsuz durumlara yol açtığı ortaya konulmuştur. 
Nomofobinin belirtilerine bakıldığında; telefondan uzak kalamamak, uzak kalma ihtimali olan yerlerden kaçmak, uyurken bile telefonu yanından ayırmak istememe, telefonun yokluğunda oluşan boşluk, eksiklik ve çaresiz hissetme, bazı fiziksel problemlerin ve ağrıların başlamasıdır. Psikolojik zararların yanı sıra fiziksel zararları da bulunmaktadır. Telefonda çok fazla vakit geçirdiğinizi düşünüyorsanız kendinizi hazır hissettiğinizde psikoterapi almanızı öneririm.