Anlayışla karşılayın beni bu gün şairlerden söz edeceğim az da olsa,şairleri şiiri seven biri olarak,ve inanan olarak şiirin gücüne...

Şairler güzel insanlar kalpleri aydınlık yürekleri sevgi yurdu, merhameti eylem haline getiren kişiler şairler... Aşkın en güzelini sevdanın en soylusunu, kardeşliğin en bereketlisini dile getiren ve söylediği sözü eyleme inanca dine dönüştüren insanlar...

Konuştukça keşke daha önce tanısaydım dediklerinizden şairlerin çoğu...

En çok topraktan gökyüzünden sevgiden hasretten ekmeğin paylaşılması gerektiğinden söz edenler...

Gerçi şimdilerde başka alanlarda olduğu gibi şairlerde yozlaşmayı seçti, yinede en az bozulanlar, yine de en güzel en yalansız en içten sözler edenler onlar...

İnsanı en çok dert edenler sevgiyi kardeşliği insanlığı merhameti savunmak yine onlara düşüyor, onlara düşüyor hakkı adaleti savunmak yoksulun hakkını savunmak emekçinin emeğin hakkını savunmak...

Yine de güneşten söz eden onlar, temiz kentlerin derdinde olan onlar, ağaçları yok etmeyin kesmeyin diyenler, çocukların kuşların kadınların kızların yaşama hakkını savunanlar yine onlar, eskisi kadar olmasalar da...

Gazeteciler yazarlar mı?

Şahsen ben onlardan ümidi keseli çok oldu, ırmağın öte tarafından konuşup yazıp duruyorlar, belli değil kime konuştukları kime yazdıkları...

Genelde çoğu kendi çıkarını kollamakta arkadaşların, çoğu bir güçlünün makam imkân sahibinin gölgesine sığınmayı yazarlık gazetecilik sanmaktalar, sağcı olmaları solcu olmaları hatta dindar görünmeleri fark etmiyor...

Çoğunun neyi savunduğu ne söylemeye çalıştığı belli değil, çaktırmadan kime selam vermeye çalıştığı anlaşılır işlerden değil...

Aynı siyasetçiler gibi; çoğu yoksulu sevmiyorlar kuşları sevmiyorlar dağları ormanları sevmiyorlar, sevmiyorlar hakkı yazmayı konuşmayı haklının yanında olmayı...

En önemli işleri gayeleri gayretleri kenti yönetenlerin veya kentin beyaz adamlarının yanında görünmek çoğunun...

Ülkemizde gücün, güç sahiplerinin servet para sahiplerinin el atmadığı satın almadığı kimseler kalmadı gibi...

Mesela artık git gide iktidarın yaptıklarını iktidarın yolunu hatta yanlışlarını savunan vaazlar ediliyor camilerde, minberlerde onları mutlu edecek hutbeler okunuyor, sizce neden diye sorsam...

Yine mesela imam arkadaşlar ya da vaizler elli bin lira yetmiş bin lira maaş alırken hemen hemen hepsi lojmanlarda otururken “CUMA GÜNLERİ NAMAZ SONRASI” yardım talep ediyorlar, 22 bin lira maaş alan emekçiden işçiden, yine 14 bin lira emekli maaşına mahkûm edilen emekliden, yeni camiler yapmak adına...

Ve hiç birinin umurunda değil, ülke insanın çoğunun yoksulluğa çaresizliğe sürüklenmiş manzarası... Ne yapalım bunları söylemeyelim mi, söyleyince onların aleyhine mi yazmış söylemiş oluyoruz?

Ancak şair söyler...

Böyle zamanlarda yüreğimde portakal ağaçları büyüyor, ama en çok omuzlarından yaşlanıyorum diye...