Değerli okurlar.
Cuma günkü köşe yazımda şeyhlerden, sözde tarikatlardan ve liderlerinden kısaca söz ederken, marjinal siyasi yapılanmalarda, gençlerin beyinlerinin nasıl yıkandığından söz edip, bazı örnekler vermiştim.
Bugün de o yazımın devamı olarak, Yaradan’ı alet edip üçkağıtçılık yapan cemaatlerden söz etmeye çalışacağım.
Siyasi yapılanmalardaki saçma sapan, akıl dışı öğretiler bir şey değil.
Siz bir de tarikatlardaki saçmalığı bırakın, rezillikleri bir bilseniz, ağzınız açık kalır.
Amma da safım.
Bunları bilmeyecek ne var!
Sosyal medya başta olmak üzere bir sürü yolla bu iğrenç ilişkiler hep gündemimize taşındığı için artık ağzımızın açık kalmasını bırakın, şaşırmıyoruz bile!
Her şeye alıştırıldığımız gibi bunlara da alıştık.
Beyni olan bir insanın bu kadar saçmalığa inanmasının mümkün olamayacağını düşünürsek…  
O zaman şöyle olabilir mi?
Adnan Oktar, maddi imkanlarıyla çevresinde oluşturduğu erkek ve kadınlarla, renkli bir ortam yaratınca, sapık ilişki bağımlıları ya da seks düşkünleri, bu ortamın maddi, manevi büyüsüne her anlamda kapıldılar demektir!
Değişik fanteziler arayışı içinde olan insanların, Oktar tarafından bir araya getirildikten sonra, bu birlikteliğe bir de dinsel anlam yükleyerek, mehdilik iddiasında bulunabilmesi de gösteriyor ki, insanoğlu belli maddi ve manevi çıkarları için dini bile kullanmaktan çekinmiyorlar demektir! 
Korona ile ilgili kimi beyinlerin röportajlardaki açıklamalarını dinleyince tüylerim diken diken oluyor.
Adam abdest alıp namaz kıldığı için hastalığa yakalanmazmış.
İzmir depremi bir cezaymış!
Medyada daha yeni bir haber:
“Erzurum esnafı, son günlerde yaşanan deprem, terör, çığ ve uçak kazası gibi olayların bir daha meydana gelmemesi için Pir Ali Baba Türbesi'nin bulunduğu dağlık alana yaban hayvanları için 2001 ekmek bıraktı. Din adamı ve esnaf olan Muhittin Olçun, “Ülkemizi doğal afetlerden korumak için 487 yıl önce Pir Ali Baba tarafından başlatılan 'Binbir Hatimler Geleneği’ kapsamında her yıl olduğu gibi bu yıl da doğaya 1001 ekmek bırakmıştık. Fakat son günlerde ülkemizde yaşanan talihsiz olayların "def" olması için bu kez doğaya yaban hayat için 2001 ekmek bıraktık ve dualar ettik" dedi.
Felaketlerden bu şekilde kurtulma hikayelerini bir kenara bırakırsak, sadece yaban hayatı için ekmek bırakmanın çok güzel bir gelenek olduğunu söylemeliyiz.
Adam sınava girecek çocuğuna ders çalış diyeceğine türbeye götürüyor.
Çocuğu olmayan ya türbeye ya da şeyhe gidiyor!
Spor yapan gençlerimiz bile yarışa dua ederek başlıyor.
İşin ilginç yanı ise.
Özellikle dikkat ediyorum.
Televizyonlardaki her tür yarışmada bu ister ses, ister yemek, isterse başka tür bir yarışma olsun, inanın dua eden genellikle kaybediyor.
Nedeni ise bence.
Dua edenin kendisi zaten kazanamayacağını, diğerlerinin daha başarılı olduğunun farkında.
Kişinin kendisi, kendine güvenmezken, Yaradan neden başarısızı kazandırsın ki?
Başarılı kuluna neden haksızlık yapsın.
Bence bugün cadde ve sokaklarda, cami avlularında halkı kandıran bir sürü dilenci var.
Biz de Yaradan’a dönük dilenciliği bir an önce bırakmalıyız!
Velhasıl her alanda.
Birçok saçmalığa inanmış, bir sürü insanımız var. 
Bunlara ne demek lazım inanın bilmiyorum!
İşte bu tür, örfi adet, gelenek hatta dinsel bir ritüele dönüşen dualarla her tür olumsuzluklardan kurtulacaklarına inanan insanlarımızın saflığından yararlanan uyanıklar.
Baksanıza kara çarşafa bürünüp ya da iyice örtünerek güvenilir dindar biri gibi görünmeye çalışarak, yaşlı kadınları nasıl soyduklarına neredeyse her gün şahit olmaya başladık. 
İşte bu yolla kimi uyanıklar bir sürü saftiriği şu ya da bu biçimde avucunun içine alıp mürit ya da taraftar yapıp kullanıyor. 
Bu yolla bu müritler ya da taraftarlar eteğine tutunup, peşine takıldıkları şeyhi ya da lideri öyle ballandıra ballandıra anlatıyorlar ki, insan önce ister istemez bu anlatılanlara inanıyor.
Saftirikler hiç sorgulamadan, ömür boyu bu inancın peşinden giderken, Yaradan’ın verdiği aklı kullananlar ise, biraz düşünüp biraz da araştırıp sorguladığında, her şeyin yalan dolan ve abartıdan başka bir şey olmadığını anlıyor.
                                           - DEVAMI SALI GÜNÜ-