Pandemi süresinde dış turizmden umudunu kaybeden turizm bölgelerinin en büyük umudu iç Pazar olarak görülüyor. Tıpkı 2016 yılında yaşana Rus krizi gibi iç pazarda hareketlilik beklenirken sezon süresinin daralmış olması, otellerin neredeyse yüzde 60’nın açılış gerçekleştireceğinin ön görülmesi dolayısı ile Temmuz ve Ağustos ayında büyük yoğunluğun habercisi durumunda. 
İç pazarda yoğun dönemde otellerin fiyatlarının yüksek olması ihtimali ve daralan ekonomi  vatandaşları da değişik alternatiflere itiyor. Tıpkı geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi günlük, haftalık ve aylık daire kiralamalarında büyük bir atış yaşanacak gibi görünüyor. Ancak, daire sahipleri için kazançlı gibi görünen bu durumun büyük zararları da mevcut. 
En başta bu işi usulüne uygun ve vergiye tabi şekilde yaparak güvenlik kriterlerini yerine getirenlere bir sözüm yok. Ancak, biraz daha fazla para kazanmak uğruna hem devletini zarara uğratanlara hem de bulunduğu bölgeyi tehlikeli durumlarla karşı karşıya bırakma riskini göze alanlara uyarıda bulunmak gerekiyor. 
İlk olarak bu tarz kiralık daire işi yapan vatandaşlarımızın yasaların da belirlediği şekilde kesinlikle daireleri kiraya verdikleri tatilcileri kolluk kuvvetlerine bildirmeleri gerekiyor. Çünkü organize hırsızlık çetelerinin özellikle haftalık daireler kiralayarak çevre evler ve işyerlerinde hırsızlık yaptıkları daha önce de bir çok defa haber oldu.
Tıpkı otellerdeki gibi, günlük kiralık daireleri kiralayanların da mutlaka kolluk kuvvetlerine kiraladıkları kişilerin kimlik bildirimlerini yapmaları gerekiyor. Aksi takdirde yaşanacak bir olumsuzlukta kendileri de suçlu duruma düşebilirler. 
Burada sadece güvenlik değil, tatilcilere kısa süreli eşyalı daire kiralamanın bir başka riski de Covid 19. Otellerin, hizmet sırasında uyması gereken kurallar kriterler belirlendi. Sosyal mesafe kuralı vurgulandı. Peki, kısa süreli daire kiralayarak tatile gelenler bu kriterleri nasıl yerine getirecek. Birkaç ailenin birleşip tatile gelerek daire kiraladığı gibi senaryolarda çok vahim tablolar ile karşılaşılabilir. 
Lütfen, insanlığın sağlıklı yaşamasını sürdürmek için alınan kararlara uyalım, ne kendimizi ne de çevremizdekileri riske atalım.